Geçtiğimiz haftada Türkiyemin güzel insanlarının obezitde avrupa 1.'si olduğunu iftiharla duyurmuştum. Güzel ülkemin güzel insanları olarak arabamızın bakımı geldiğin 1 kilometre geçirmeden gideriz ama konu sağlığımız olduğunda aman bişey olmaz deriz. İngilizlerin sevdiğim bir sözü vardır ' en güzel tamir bakımdır' diye. Bu söz anlayana çok şey anlatıyor. Güzel ülkemin güzel insanları hasta olmadan doktora gitmez. Diyetisyene gelse sen zenginsin ondan gidiyorsun der arkdaşlarına ama Beli ağrıyor diye her dakika yakınır eşinden dostundan akıl alır yine de gitmez bu süreç bel fıtığı olana kadar gitmez. Şimdi içinizden hocam siz doktor musunuz? diyorsunuzdur. Ben doktor olmadığımı biliyorum sevgili okurlarım normalde doktora hastalanınca bizlere yani diyetisyenlere hastalanmadan gelmelisiniz bize de sadece sorun çıkınca geliyorsunuz bunu anlatmak istiyorum. ben bu yazdıklarımı çok anlattım bak vücudun bıçak sırtında şeker, kolestrol, tansiyon 'merhaba' diyor sana gel 10-20 kilo ver kurtul dediğim çok danışanım oldu. Verip kurtulan da oldu kaçan da oldu onlar için üzülüyorum kesinlikle hap kullanmaya başlamışlardır. Peki bedava gördüğümüz haplar için cebimizden kaç lira çıkıyor hiç düşündünüz mü? Ben hemen diyabet hastaları için cebimizden çıkan parayı sizlerle paylaşayım tam 7 milyar Türk lirası (daha iyi anlaşılması için şöyle bir örnek vereyim Atatütk barajının maliyeti 4 milyar tl) acaba diyetisyene gitmek mi pahalı yoksa gitmemek mi diye sormadan edemiyorum. Ama bu para cebimizden çıkmadı ki neden gidelim değil mi?? Yaşlanan Türkiye nüfusunun hastalığa daha yatkın olduğu geleceğimize doğru emin adımlarla ilerlediğimiz bu dönemde sağlıklı beslenme ve sporu hayatınıza katmanızı rica ediyorum.

Sağlıklı bir yarin için tamire değil bakıma gitmeniz dileğiyle.
Sevgiler ailenizin diyetisyeni Yasin KOÇAK