Son günlerde ev genci ile ilgili bir söz dolaşıp duruyor:
"Anneler, Anneler! Siz her şeyi hazır sunarsanız, çocuk büyüyünce kendi başına bir şeyler
yapamayınca ev genci olur çıkar." Bu noktada, çocukların mücadele etmeyi öğrenmesi gerektiğini unutmayalım.
Her şeyi hazır sunmak yerine, onlara zorlukları göstermeliyiz, böylece inatla uğraşma ve problem çözme yeteneklerini geliştirebiliriz.
Günümüzde gençler, konfor alanına sıkışmış durumda;
bu, onlarda kazanç sağlama kaygısını artırarak yaygın bir sorun haline geliyor.
Geçmişte sıkça duyduğumuz "Ekmeklerini taştan çıkarır" söylemi, acaba günümüz gençleri için hâlâ geçerli mi?
Belki de Allah atmaca kuşunu serçenin başına musallat etmeseydi, serçe hızlı manevralar yapmayı öğrenemeyecekti. Çocukların zorlukları ve yokluğu görmeleri gerekiyor;
bu sayede mücadele yetenekleri gelişebilir.
Bugünkü gençler, geçmiş nesillerin karşılaştığı zorluklardan oldukça uzaktalar.
Peki, bu durum, onların karakter gelişimini olumsuz etkiliyor mu? Kendimizi sorgularken, başkalarını eleştirmenin ne kadar faydalı olduğunu düşünmeliyiz.
Unutmayalım ki, bir bireyin güçlü bir karaktere sahip olabilmesi için zorluklarla yüzleşmesi ve mücadele etmesi şart.
Aksi halde, yalnızca kolay yollara alışan bir nesil yetiştirmiş oluruz; bu da ileride toplumsal sorunlara ve güvensizliklere kapı aralayabilir.
Yaşam tecrübeleri, insanın karakterini ve dayanıklılığını şekillendirir. Ancak gençlerimiz sorumluluktan ve evlenmekten korkuyor. Sırtını devlete dayamışsa, belki biraz öz güveni var; ama ya diğer gençlerimiz? Üretmeyi bilmeyen, sürekli tüketen gençlerimiz olan bu grup, gün geçtikçe büyüyor.
Artık köylerde bile üretkenlik hızla azalıyor.
Böyle gidersek, elimizde para olsa dahi ürün bulamayacağız. Allah korusun, ama gidişat ciddi bir tehdit oluşturuyor.
İşte bu nedenle, çocuklarımızı korumak adına onlara karşı gelen zorlukları kaldırmak yerine, zorluklarla yüzleşebilecek donanımda yetiştirmek hepimizin sorumluluğudur.
İlk mücadele evde başlar, sonra ilkokulda devam eder.
Sürekli çocuklarının yüklerini taşıyan anneler, çocukların çantalarını artık kendilerinin taşımasına izin vermelidir.
Kavga edecek mi, düşecek mi diye endişelenen anneler, bırakın düşsün, arkadaşıyla kavga etsin. Çocuk, olayları kendi başına çözmeyi öğrenebilsin.
Anneler, aman öğretmeni kızmasın çocuklarının unuttukları kitabı kalemi koştur koştur getirirken, öğretmenlerin de bu sürece dâhil olduğunu unutmayın, bırakın kızsın kızsın ki çocuklarımızda sorumluğu öğrensin.
Artık Türkçe , matematik vs. Varsın bunlar bunlar biraz eksik kalsın ilk önce sorumluluk almayı ve mücadele etmeyi öğrensin.
Toplum olarak bizler, bu süreçte önemli bir rol oynuyoruz. Unutmayın ki, toplumu biz anneler inşa
ediyoruz.