Sevinçler paylaştıkça çoğalır; birbirimizin çoğalan sevinci olalım! Sıkıntılar paylaştıkça azalır; birbirimizin sıkıntılarına çare olalım. Bayramın bu manevi iklimini fırsat bilelim. Geçmişte yaşanan olumsuzlukları geçmişte bırakalım. Yüce Rabbimizin bizi bağışlamasını arzu ediyorsak, bize karşı yapılan hataları affetme erdemini gösterelim. Yüce Allah’a karşı yapılan yanlışlarımızın samimi bir tevbe ile, insanlara karşı yaptığımız yanlışlarımızın ise samimi bir özür ile telafi edilebileceğini bilelim.
Bayramda -mümkünse- büyüklerimizi bizzat ziyaret ederek gönüllerini hoş tutalım. Uzakta olan sevdiklerimizi telefonla arayarak hayır dualarını alalım. Bayramlaşmanın en güzel adabı, küçüğün büyüğü ziyaret etmesi, küçüğün büyüğü araması, küçüğün büyüğe mesaj yollamasıdır. Böylesi güzel geleneklerimizi unutmayalım, unutturmayalım. Telefon rehberimizdeki herkese, samimiyetten uzak toplu mesajlar göndermek yerine, kendilerine isimleriyle hitap ederek başlayan kişiye özel mesajlarla önemli olduklarını hissettirelim.
Bayramın rahmet iklimini komşularımızdan ve çalışma arkadaşlarımızdan esirgemeyelim. Vefat eden sevdiklerimizi dualarla yâd edelim.
Bayramı bayram yapan en güzel şey çocuklardır. Çocuklarımıza bayramlaşma kültürünü aşılayalım. Büyüklere saygıyı öğretelim. Çocuklarımıza mutlu olacakları hediyeler, harçlıklar verelim. Unutamayacakları güzel bir bayram yaşatalım onlara.
Hemen ayrılmayalım camiden, uzaklaşmayalım çabucak birbirimizden.
Bayram sevincimizi, önce bu kutlu mekânda yaşayalım. Peygamberimizin buyurduğu gibi “birbirinizle musafaha edin, el sıkışın ki içinizdeki kin gitsin. Birbirinize hediyeler verin ki sevginiz artsın, düşmanlıklar yok olsun.”2
Allah’ım! Bir aylık kulluk gayretimizi kabul eyle! Dünyanın farklı coğrafyalarında bayram sevincini yaşayamayan kardeşlerimize yardım eyle! Dünyaya barış ve huzurun hakim olmasını istiyoruz, nasip eyle! Yaşantımızı Ramazan gibi bereketli, ahiretimizi bayram gibi sevinçli eyle!
DİTİB Hutbe Komisyonu
Mübarek Bayram Sabahında
Bu güzel mabedi inşa eden eli öpülesi saygıdeğer büyüklerimiz! Yarınlarımızın umudu olan kıymetli genç kardeşlerim! Camimizin neşesi, sevgili çocuklar! Bu mübarek bayram sabahında, Yüce Rabbimizin evine hepiniz hoş geldiniz! Bayramımız kutlu olsun! Rabbim hepimizi büyük bayram yeri olan cennette buluştursun!
Bugün bayram! Bir aylık özel kulluk gayretinin ardından Rabbimizin bizlere lütfettiği mübarek bi zaman. Kutlu olsun, mübarek olsun! Yüce Allah’a kayıtsız şartsız teslim olanların bayramı bugün. Dilleri farklı, renkleri farklı, etnik kimlikleri farklı olsa da inançları bir, kıbleleri bir, davaları bir, duaları bir olanların bayramı bugün. Kutlu olsun, mübarek olsun! Oruçla terbiye olanların, malını Allah için paylaşarak bereketlendirenlerin bayramı bugün.
Yüce Allah’ın kitabını okuyarak, dinleyerek, anlayarak ve en önemlisi de yaşayarak Kur’an ile hayat bulmaya çalışanların bayramı bugün.
Kutlu olsun, mübarek olsun! Bizleri bir bayrama daha ulaştıran Yüce Rabbimize hamdolsun, şükürler olsun!
Ramazan-ı Şerif hoş geldi, hoş kıldı ve hoş bıraktı bizleri. Güzelliklerle geldi, hayatımıza güzellikler getirdi. Giderken de bu güzel bayramı hediye etti bizlere. Vakit şimdi, Ramazan’la kazandığımız güzellikleri hayatımıza yansıtma vakti. Vakit, “Allah’ın ipine yani Kur’an’a sımsıkı sarılın.
Bölünüp parçalanmayın”1 uyarısını dikkate alarak birlik beraberliğimizi kuvvetlendirme vakti. Vakit, birbirine destek veren bir binanın yapı taşları gibi kenetlenme vakti.
1 Al-i İmran, 3/103.
2 Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 4
1 Al-i İmran, 3/103.
Kaynak :DİTİB Hutbe