Yakınlarımız, sevdiklerimiz  aramızdan bir, bir ayrılıyorlar. Bu ayrılışları sevenlerini  çok ama çok üzüyor. Takdiri ilahi deyip dua ediyor metanetli olmaya çalışıyoruz.  Rabbim katına aldığı yakınlarımızı,dostlarımızı  Cenab-ı Allah rahmetiyle merhametiyle muamele eylesin. Mekanlarını cennet eylesin. Esat Ayazoğlu, çok okuyan düşünen girişimci, yardımsever gönül  insanı tam bir gaye ve dava adamıydı. Kendisiyle sık, sık telefonla konuşur, dertleşirdik.  Rahmetli babasının kabri başında dua boynunu bükmüş resmi beni çok etkilemiş duygulandırmıştı. Kendisinden bu resmi istedim.  Daha sonrada bir söyleşi  yapmıştım. 

“Avrupa’da yabancı ve gurbetçiyiz.

Anavatanımız Türkiye’de Almancıyız.”

Almanyanın Bielefeld şehrinde ikamet eden, Türk Kültür Merkezinin başkanlarından olan, fedakar, cefakar hizmet ve gönül insani, ülkü denen nazlı hilâle (davaya) gönül vermiş, bu kutlu yolun öncüsü dava ve gaye adamı, Esat Ayazoğlu başkanla 1985 yılı Eylül ayında tanıdım. Türkiyemizin Burdur ilinde bedelli asker olarak tam iki ay temel eğitimi aynı bölükte , birlikte spor eğitimleri aldığımız aynı heyacanı sevgiyi yaşadığımız yine cay demleyip mis kokulu  demli çaylarımızı Askerî gazinoda  yudumladığımız, asker arkadaşım, gönüldaşım Esat Ayazoğlu başkanla Almanyaya göçün konuşmuştuk, Rabbimize göçen Esat Ayazoğlu, “Biz Almanya'da 60 yıldır  yabancıyız, bize öyle diyorlar. Türkiye'ye gidince de köyümüz, köylümüz, tanıdığımız,tanımadığımız herkes Almancılar geldi, yani 60 yıldır da Türkiyede ismimiz Almancı, sahi bizim adımız böylemi olmalı !." Demişti.

Avrupa'da, Avrupa Türkleri doğdu

17. Ekim 1987'de benimde içinde olduğum  çatı teşkilatımızın ATİB’in 35.yılındayız. Kurucu başkanımız Musa serdar Celebi’nin konuşmasını hatırlattı, Çelebi, "Avrupada, Avrupa Türkü vardır, Avrupa Türklüğü var olacaktır. Artık 3.4. neslimiz torunlarımız dünya gelmiştir." dedi. Ve anlatmaya devam eden Esat Ayazoğlu;

 Avrupada Gurbetci Olmak

"Gurbetçisiniz; memleketen göç edeli yarım asrı geçmiş,

artık geride bıraktığınız eş, dost akraba yoktur yanımızda.” Evet 

herkes yabancı, herşey yabancıdır oralarda, 

sonraları alışıyorsunuz gurbete .

Yeni dostlar , yeni arkadaşlar, yeni mekanlar tanıyorsunuz.

Yavaş yavaş gurbet bize yurt olmaya başladı. Oradaki insanlar dostunuz, arkadaşınız ve hatta akrabanız dahi olurlar.

Memleketi önceleri çok özlersiniz ilk fırsatta dönmeyi düşünürsünüz, çünkü; ANA-BABA, kardeş, hala, dayı, amca, arkadaşlar, dostlar hep oradadır.

Köy'ünün taş'ını, toprağını, tarlasını, bahçesini, suyunu özlersiniz."

Gurbetten sılaya zıyaret

"İlk ziyarete geldiğinizde  (gittiğinizde) herkes oradadır, gene çok sevinirsiniz, onlarda çok sevinirler sizi tekrar gördüklerine,

3-5 hafta nedir ki hasretlik bitmeden, sevdiklerinizin bir coğunu göremeden, izniniz biter, yine gurbet yoluna dönersiniz gurbet denen vatana gelirsiniz.

Aradan uzun zaman geçer,

yine özlersiniz memleketi, gidersiniz  sevdikleriniz koşarlar gelirler size ama hepsi gelmez, gelemezler, yokturlar, kaybolmuşlardır, yok olmuşlardır, 

komşu yaşlı teyzeyi ziyaret etmek istersin kapısı kilitlidir o da yoktur, sizlere ömür olmuştur.

3-4 hafta sonra yine dönersin gurbete.

Döndüğünde oradada eksilmeler olmuştur.

Bu gidip gelmelerde devamlı birileri ortadan kaybolur, 

bu sefer memleketi ziyaret arası uzamıştır, gitmek zor gelir artık oraya. 

Gittiğinde görmek isteyipte göremeyeceğin kişilerin olduğunu bilirsin.

Artık oraya gitmek zulümdür,

ilk gittiğindeki sevinci coşkuyu bulamazsın, çevre değişmiş, yüzler değişmiş, boş sokaklar, boş evler, yıkık evler vardır artık.

köyünde seni tanıyanlar azalmıştır, -kim bu?...

diye sorarlar birbirlerine, yabancısındır artık kendi köyünde,

o sevdiklerin, arkadaşların, komşuların, ANAN-BABAN hepsi gitmiştir teker-teker, 

çalacak kapı bulamazsın,

sonraları, artık oralara gitmeyide düşünmezsin bir daha,

ziyaretlerin seyrekleşir,

gitsende,seni tanıyan ,seni hatırlayan kalmamıştır artık.

Kim olduğunu Soranlara; 

Ben felan zamanda felan yerde oturan felanın oğluyum-kızıyım diye anlatmanız gerekir;anlatabilirsen onlarıda hatırlayan çok nadirdir artık. 

Evler, yollar değişmiş, bahçeler bağlar kurumuş, nesil değişmiş hiçbir şey eskisi gibi değildir artık,

o gittiğin 3-5 haftalar 3-5 senede bir 3-5 güne sonralarıda 3-5 saate iner, işte öylesine gidersin köyüne, arabandanda inmek istemezsin 3-5 dakika şöyle bir fatiha okumalık geçerken el sallarsın MEZARLIKLARA; "Selâm olsun bizden,orada yatanlara".Rabbim tüm ölmüşlerimize  rahmet eylesin.

Evvet Esat Ayazoğlu Almanya'ya göcün 60. yılını bize duygulu, hüzünlü bir şekilde özetini  anlatmıştı. Şimdi Esat kardeşim  sevdiğine kavuştu.  Bu konuşmamız, sohbetimiz  bize hatıra kaldı. Esat ğtertibim kabrin piri nur peygamberimiz komşun  olsun.