İslam iman ve emniyet dinidir. Müslüman toplumu ise güven ve sadakat toplumu demektir. Peygamber Efendimiz Müslüman toplumun bu özelliğini şöyle ifade ediyor: “Siz kendi adınıza bana altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti vadedeyim : Konuştuğunuzda doğru söyleyin, vaat ettiğiniz zaman vadinizi yerine getirin. Size bir şey emanet edildiğinde emanete riayet edin. İffetinizi koruyun; harama bakmaktan sakının ve elinizi haramdan çekin.”(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/323)Tüm insanlığa umut olarak: Mekke’de Hz. Muhammed (s.a.s)’in “La ilahe illallah” çağrısıyla başlayan İslam güneşi, iki büyük dava ile ortaya çıkmıştır: Tevhit ve vahdet. Tevhit, her türlü şirkten uzak kalarak tek olan Allah’a iman etmek; vahdet ise her türlü tefrikadan uzak kalarak toplumsal birliği sağlamaktır. Bu manada İslam’ın Müslüman toplumla ilgili en önemli gayesi, her türlü şirk ve tefrikadan uzak kalarak ferdî ve toplumsal huzuru temin etmektir.İslam tebliğ edilmeden önce insanlık derin bunalımlar içindeydi. İnsanlar güçlü ve zayıf, fakir zengin, efendi ve köle diye çeşitli sınıflara ayrılmıştı. Güçlü güçsüzü eziyordu. Haklının değil güçlünün sözü geçiyordu. İşte böyle bir ortamda İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Yüce Allah’dan aldığı çağrı ile ilk müdahaleyi; ayrımcılık, dışlama ve ötekileştirmeye karşı yaparak büyük bir inkilap gerçekleştirmiş ve “Allah’dan başka hiçbir ilah yoktur.” tevhid akidesini şu sözleriyle vahdete dönüştürmüştür: “İnsanlar bir tarağın dişleri gibi birbirlerine eşittirler.”(Keşfü’l-Hafâ, 2847.İslam anlayışına göre, efendi ile köle, beyaz ile siyah, kadın ve erkek bütün insanlar Âdem’in çocuklarıdır ve birbirlerine eşittirler. İnsan olarak kimsenin kimseye bir üstünlüğü yoktur.İslam merhamet dini, Müslüman toplumu da merhamet toplumudur. İslam ahlakının en kısa tanımını “Allah’ın emirlerine saygı ve yarattıklarına şefkat” diye tanımlayabiliriz. Müslüman, bütün yaratılana şefkat ve merhamet nazarıyla bakar, yaratılanı Yaradan’dan ötürü sever. İnsana, tüm canlılara ve çevreye karşı sorumlu davranır. Sevgili Peygamberimiz bu hakikati “Siz yerdekilere karşı merhametli olunuz ki, göktekiler de size merhamet etsin.” düsturuyla ifade etmiştir.İslam barış ve kardeşlik dinidir, İslam toplumu da barışı esas alan bir toplumdur. “Ey iman edenler! Hep birden barışa girin (Allah’ın Emrine sımsıkı sarılın). Sakın şeytanın peşinden gitmeyin; çünkü o, apaçık düşmanınızdır.”(Bakara Suresi, Ayet 208) ayet-i kerimesi Müslümanları açıkça barışa davet etmektedir.Bunların ışığında diyebiliriz ki: İslam güzel ahlaktır, İslam toplumu ise güzel ahlak üzere bina edilmiş bir topluluktur. Yine bir ayeti kerimede buyuruluyor ki: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Çünkü siz iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz.."(Âl-i İmrân Süresi 110 Ayet)- (