Siyasi partilerde en büyük güvensizlik, en çok emek verenlerin zamanla unutulmasıyla başlar. Hele ki AK Parti gibi büyük kitleleri arkasından sürükleyen bir yapıda bu daha da görünür hale gelir. 
     24 yıllık iktidar sürecinin içinde kimler geldi, kimler geçti...  Kimileri makamlarda görev aldı, kimileri de alın terini partinin logosuna silmeden çekildi bir köşeye.
    Yozgat’ta da tablo farklı değildi. Kuruluşundan bugüne, il başkanlığı yapmış isimler, belediye başkanları, eski vekiller ve yönetim kurulu üyeleri zamanla ya unutuldu ya da unutturuldu. Lakin bir gerçek var: Bu isimler sadece siyasetçi değil, aynı zamanda hafızadır. Onları dışlamak, bir nevi geçmişi silmektir.
    Ya da zaman bir şekilde geçmişte partiye emek verenleri geride bıraktı. 
Gözden uzak olan gönülden de uzak oldu! 
Bu hakikat siyasi partililer için geçerli bir mazeret mi?
   Avukat Hasan Kandemir’in il başkanlığında dikkat çeken en önemli hamlelerden biri de tam bu noktada oldu. Geçmişte görev almış isimlerle birebir temaslar kuruluyor. “Küskünler değil, güç verenler” denilerek yeni bir siyasal hat oluşturulmak isteniyor. 
Bu, sadece stratejik bir hamle değil; aynı zamanda insani bir vefa örneğidir. 
    En azından öyle olması gerektiğini temenni ediyor, diliyoruz şehrin yarınları adına.
    Hatırlayalım: Bir zamanlar Hz. Ömer'e, valilik görevinden alınan bir sahabe, kırgın olmadığını şöyle ifade etmişti: “Görev verilmesi bir lütuf değil, alınması da bir hakaret değildir.”  
    İşte siyaset de böyle olmalı. Bugün görevde olmayanlar, yarının akıl hocaları, fikir ustaları olabilir.
Siyaset sadece bugünle sınırlı değildir. Hafıza, istişare ve geçmişle barışık olmak; geleceği daha sağlam inşa etmenin şartıdır. 
    Kandemir yönetiminin attığı bu adımlar, yalnızca kırgın gönülleri tamir etmiyor, aynı zamanda AK Parti’nin Yozgat’taki sinir uçlarını yeniden harekete geçiriyor.
Ramazan ayının manevi atmosferinde kucaklayan, yelpazesi geniş, siyasi hesapların dışında bir buluşma, hasbihal etme, hatır gönül temeli üzerinden bir buluşma oldu. Yemeğe katılan bazı isimlerle durum değerlendirmesi yaptığımda memnuniyet oranının yüksek olduğu gerçeği çıktı karşıma.
    Siyasetin bulanık sularda balık avına dönüştüğü günümüzde yelpazeyi geniş tutabilmek, toparlayıcı olmak, Yozgat siyasetinin darmadağın olduğu bir dönemde atılmış en önemli adımlardan bir tanesi.
Adı, görüşü ne olursa olsun siyasi partilerin Yozgat’ta toparlayıcı, kucaklayıcı, vizyoner bir rol üstlenmesi şehrin geleceği adına da önemli.
     Yaşadığımız toplumun dününe baktığımızda sürekli gündeme getirdiğim, dikkat çekmeye çalıştığım ‘Yozgat kutuplaşması’ çıkıyor karşımıza.
   Şehrin yöneticilerinin kendi arasında ya da siyasetle, siyasetin yine kendi arasında ve bürokrasi ile uzak kaldığı yılları da biliyoruz.
    Hal böyle iken siyasi partilerin bütünleştirici rolünü doğru okumak ve kıymet vermek gerekiyor.
Bu yazı dizisinin devamında; gençlerin partiyle kurduğu yeni dili, kadınların siyasete yüklediği anlamı ve seçmenin sessiz ama etkili mesajlarını da konuşacağız.
Ama bugün için konuşacaklarımız arasında Ramazan ayındaki iftar buluşmasına dikkat çekmek istiyorum.