Siyaset, uzun soluklu bir yolculuktur. Yola çıkan her kervan, zamanla yorgunluk hisseder. Kimi yolda kalır, kimi rotasını kaybeder, kimi de bütün yıpranmışlığına rağmen ayağa kalkar, kaldığı yerden yürümeye devam eder.
AK Parti işte böyle bir yürüyüşün adıdır.
Geldiğimiz zaman diliminde 24 yılı aşan bir iktidar sürecinde sadece iktidarda kalmakla değil, ayakta kalmakla da sınanmıştır. Türkiye gibi bir coğrafyada bu az şey değildir. AK Parti tarihe geçen bir başarının da aynı zamanda siyasi mimarıdır. Elbette bu uzun süreli iktidarın getirdiği doğal bir yıpranmışlık var. Eleştiriler, kırılmalar, küskünlükler, zaman zaman yaşanan iletişim kopuklukları...
Ancak bütün bu tabloya rağmen, AK Parti hâlâ iddialı, hâlâ alternatifsiz bir konumda. Çünkü sadece siyasi bir organizasyon değil, aynı zamanda refleksleri olan, kendi kendini savunabilen bir yapıdır.
Zaman zaman geriye çekilse de, bu geri çekiliş bir yenilgi değil; yeni bir atılımın habercisi oldu. AK Parti'nin yıpranmışlıklarına baktığımızda pek çok sebebi sayabiliriz parti içerisindeki güç dengelerinde cephe sayısının her geçen zaman artması, bununla birlikte ulusal ve uluslararası siyasi gelişmeler, küresel anlamda ortaya çıkan zorluklar, ekonomik, siyasi hatta küresel ısınmaya bağlı yaşanan sel, deprem gibi afetler AK Parti’yi ciddi anlamda yorgun düşürmüştür.
İşte bu bağlamda, AK Parti Yozgat’ta da yeni bir sayfa açtı. Avukat Hasan Kandemir’in il başkanlığıyla birlikte şehirde siyasal iklimde bir tazelenme havası seziliyor. Partinin kuruluş kodlarına dönme çabası, ‘vefa’ kavramı üzerinden yeniden yorumlanıyor. Eski il başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları yeniden davet ediliyor, gönülleri alınıyor. Unutulmuşlar hatırlanıyor, küskünler dinleniyor. Çünkü biliyorlar ki; AK Parti bir kişiden ibaret değil, bir davanın taşıyıcısıdır.
“Vefa İstanbul’da bir semt adı değildir,” derlerdi ya hani, işte Yozgat’ta bu söz tekrar ete kemiğe bürünüyor.
Siyaset sadece bugün değil, geçmiş ve gelecekle birlikte bir bütündür. Yozgat, AK Parti’nin Türkiye ortalamasının çok üzerinde oy aldığı nadir illerden biri.
Bu nedenle Yozgat’taki her siyasi hamle, yalnızca yereli değil, genel merkez tarafından da dikkatle izleniyor. Yozgat’taki AK Parti tabanı, “sıradan seçmen” değil, yıllardır bu davanın yükünü omuzlayan sadık bir kitledir. Onlara hitap etmek, onların gönlünü almak, sadece bir il teşkilatının değil, partinin tüm hafızasının yenilenmesi demektir.
Bu yazı dizisinde sadece eleştirmeye değil, anlamaya çalışacağız. Sorular soracağız, cevaplar arayacağız. Geçmişi hatırlayıp geleceği konuşacağız. Kimi zaman kıssalardan hisseler çıkaracağız, kimi zaman Yozgat sokaklarında yankılanan sessiz beklentileri yazıya dökeceğiz.
Yarın: “Küskünler mi, Güç Verenler mi?”
Yozgat’ta partiye yıllarca emek vermiş ama köşeye çekilmiş isimlerin sessiz gücünü konuşacağız...
Şimdilik haftanın açılışını yapmış olalım hayırlı haftalar diliyorum.