Merhaba sevgili okurlar;
Her hafta düzenli olarak bana ayrılan bu köşede hukuki konular ve sizden gelen sorulara ilişkin bilgilerimi paylaşacağım. Öncelikle bilgilerimi ve çalışmalarımı size aktarmama aracılık eden değerli Çamlık Gazetesi editörü ve yöneticilerine teşekkür ederim. Kendimi tanıtacak olursam; İsmim Mehmet Akif İLHAN, 15.06.1993 tarihinde Ozan Kasabası Saraykent/YOZGAT’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi kasabamızda bulunan okulda, 2006-2010 yıllarında lise öğrenimimi tarihi Yozgat Lisesi’nde, lisans eğitimimi ise 2010-2014 yıllarında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladım. Hali hazırda Ankara ilinde Ankara Barosu’na bağlı olarak serbest avukatlık faaliyeti yürütmekle birlikte İstanbul’da bulunan ofisimiz aracılığıyla İstanbul ve çevre ilerde de avukatlık faaliyetlerimi sürdürmekteyim. Aynı zamanda Adalet Bakanlığı’na bağlı arabuluculuk ünvanına da sahip olup Ticari, Tüketici, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, Kira Hukuku, Ortaklığın Giderilmesi uyuşmazlıklarında uzman arabulucu olarak da görev yapmaktayım.
İlk yazımda özellikle Yozgat ve çevre illerinde sıkça karşılaşılan miras uyuşmazlıklarından olan; bir mirasçının diğer bir mirasçının sağlığında ondan miras payını satın alması veya bu miras payının kendisine bağışlanması halinde devreden mirasçının vefat etmesi durumunda devralan kişinin söz konusu payları kendi adına nasıl tescil ettireceği, vefat eden mirasçıların kendi mirasçılarının ortaklığın giderilmesi talep etmeleri durumunda bu pay devrinin nasıl ileri sürülebileceği sorularına cevap vermek istedim.
Diğer bir mirasçıdan miras payını bağışlama yahut değeri karşılığında devralan kişi devir aldığı mirasçının vefat etmesi halinde doğrudan tapuya gitmek suretiyle devredilen payın adına tescilini isteyemez. Söz konusu tescilin sağlanabilmesi için devreden mirasçının vefatı halinde geriye kalan mirasçıları hasım gösterilerek miras payının devrinden kaynaklı tapu iptal tescil davası açması gerekmektedir.
Dava açıldığında mahkemece miras payının devri sözleşmelerinin geçerli şekil şartlarını sağlayıp sağlamadığı ve hak düşürücü sürelerin geçip geçmediği gibi hususlar değerlendirilerek payın dava açan adına tescili yahut davanın reddine karar verilecektir.
Miras payının devri sözleşmelerinin TMK'nun 677. maddesi hükmü uyarınca adi yazılı şekilde(taraflar arasında yazılı sözleşme) yani toplumda bilinen adıyla senet olarak yapılması yeterlidir. Ancak sık yapılan hatalardan bir tanesi paylı mülkiyete çevrilen taşınmazlarda(arazi veya dairede) da miras payı devri sözleşmesinin taraflar arasında yazılı olarak yapılmasıdır. Paylı mülkiyete çevrilen taşınmazlar tereke malı olmaktan çıkacağı için miras payı devrinin resmi şekilde yani noterde yapılması gereklidir. Elbirliği yani iştirak halinde mülkiyette ise miras payının devrinin taraflar arasında yazılı olarak yapılması yeterlidir.(Yarg. 8. HD. 2014/24423 E. 2016/16291 K.) Miras payının devrinin karşılıklı veya bağışlama şeklinde karşılıksız olarak yapılması mümkündür.
Miras payının devrinde dava açmak için hak düşürücü süreler, kadastrodan önceki yerlerin durumu, okuma yazma bilmeyenlerin imzaladığı senetlerin davadaki durumu, ortaklığın giderilmesi, ortak taşınmaza ev gibi yapıların yapılması (muhdesat iddiası) gibi konular devam eden yazılarımda ele alınacaktır..