Hani hep diyoruz ya bu virüs belki bizi durduracak bizi bambaşka insanlar yapacak hatalarımız sevaplarımız günahlarımız için düşüneceğimiz bir süreç diye..doğa belkide yüce Yaradan bize çok kızgın ..hatalarımızı anlayana kadar normal hayatlarımıza dönemeyeceğiz gibi..birbirimizden sorumlu olduğumuzu ayrıntılara takılmamak gerektiğini idrak edeceğimiz bir dönemden geçiyoruz ama insanoğlu duruyor mu hayır ..vahşetine kötülüğüne hala devam ediyor güvercinleri meydanda arabasıyla ezen kaplumbağaları vahşice öldüren sokakta gezen hamile köpeğini tekmeleyen ve izleyemediğim izlerken lanet okuduğum eşegin yavrusunu emzirirken yavrusunu köpeklere parçalatan ve bunu videoya çeken yavrusunu kurtarmaya çalışırken hem yavrusunu hem tek gözünü kaybeden eşeğimi anlatayım nasıl utanç verici nasıl iğrenç nasıl mide bulandırıcı nasıl kötülüğün en zirvesini gösteren yaratıklarsınız ..nerde hayvan hakları niye çıkmıyor bu yasalar neden serbest kalıyor bu caniler..şimdi çoğu diyecek ki hayvanların sırası mı insanlar açlıktan ölüyor ..bu yüzden kaybediyoruz işte..kıyaslayarak yarıştırarak aşağılayarak...o kadar benciliz ki Dünya sırf bizim için yaratıldı sanıyoruz bizim etrafımızda dönüyor sanıyoruz onlarında duyguları olduğunu can taşıdığını hiç umursamadan devam ediyoruz itip kakmaya hor görmeye..ve gelelim memleketimde yaşayan hayvanların durumuna
Yozgat,Geçici hayvan bakım evi 2005 yılında kurulmuş,10 dönüm arazi üzerinde.
Yazın kullandıkları bir doğal gezinti yerleri var,yaz dediğimizde Yozgat'ta 2 ay sürüyor maalesef .Geriye kalan 10 ayını kafesin içinde geçiriyorlar.Kafesler kanun maddelerinde geçiyor mu bilmiyorum ama kafesler altından da yapılsa içindeki hiç bir can mutlu değil,ayakları toprağa basmıyor.Bir kafesin içerisinde en az 15 köpek var ve her birinin pisliği ,idrarı çamur gibi,hayvanlar sokakta hastalanmasa bile burada sağlıklı yaşaması mümkün değil.Hele ki yavrular asla yaşamaz.Bunlar büyük kafes içindi.
Bir de küçük karantina kafesleri var.Bu kafeslere güneş düşmüyor,hücre gibi bir şey.Bu karantina kafesleri birbirine bakar vaziyette inşa edilmiş ve oraya alınan hayvanlar zaten bir birini görerekte strese giriyor.
İnanın geçen gittiğim de bir tanesi su içtiği kabın içine büyük çişini yapmıştı,görevli diyor ki bu hep böyle yapıyor diyor,sebebi stres.O karantina kafeslerinin olduğu arada bulunan buzlar,karlar her yerdeki karlar eridikten bir ay sonra eriyor.
10 dönüm alan hayvanlar için mi yapılmış,boş arazide insanlar gezsin diye mi yapılmış belli değil.
Bir de kedi bölümleri var ki bu daha da bir facia...Köpek barınağında kedinin olması düşünülemezken onlar gerçekleştirmişler.Sakat ve acil durum kedileri dışında,hamile,yavrulu anne ve sağlıklı bir iki kediyi de almışlar.Anneler sitresten birisi sürekli bağırıyor,diğeri yavruların üstüne kapaklanmış yerinden kalkmıyor.
Temizlikte doğru düzgün yapılmıyor.Haftasonu zaten cumadan verdikleri yemek ve su pazartesiye kadar duruyor.Önlerine döktükleri yaş mamalar kokmuş durumda.ve kediler niye barınakta ısırmaz bağırmaz çağırmaz şikayet ettiğiniz her bir kedi kafeste ben anlamakta zorlanıyorum bir kedi neden şikayet edilir toplatılır neyi rahatsız ediyor sizi bu kadar ..neyi batıyor mahallenize sokağınıza sığdıramadığınız masum canlılar için bir kap yemek su koymak sizin için cok mu zor hayvanlar için sokağa bırakılmış suyu yemeği deviren yaşından başından utanmaz koca insanlar..hangi birinize yazıklar olsun dıyeyım gidin öpün boynuna sarılın demiyorum ama itelemeyin vurmayın artık yalvarıyorum uğraşmayın dilsiz masumlarla ..bu kadar mı acizsiniz bastırılmışlığınızı gücü güce yetene anlayışınızı onların üzerinden gidererek mi varlığınızı ispatlıyorsunuz vicdan yapacak yerde bununla gururlanıyor musunuz..her şeyi herkesi sevgi iyileştirir ama içinizdeki o sevgisizlik merhametsizlik sizi boğmuş artık durun kötüsün insanoğlu hemde cok kötüsün..
Belediye Başkanımız Celal Köse ye sokak hayvanları için göstermiş olduğu çabaya çalışmaya her yazımda teşekkür ettim Başkanım sizden barınak içinde güzel çalışmalar bekliyoruz..bu duyarlılık ve hassasiyetinizi barınak içinde göstereceğinizden hiç şüphem yok