Her hangi bir şeyin veya kişinin, emsallerine üstünlüğü, Allah’ın ve Peygamber’in (s.a.v) değer vermesine bağlıdır. Örneğin Kâbe, yapımında kullanılan malzemeler bakımından, aynı diğer binalar gibidir. Ama Allah ona “Beytullah” dediği için en kıymetli ibadethane olmuştur. Cuma günü, aynı diğer günler gibidir. Ancak dinimiz değer verdiği için, öbür günlerden üstün olmuştur. Ramazan ayı da diğer kameri aylardan biridir. Fakat Allah ve Rasulü (s.a.v) bu ayı yüceltikleri için, onbir ayın sultanı olmuştur.
Allah’ın lütfuyla bu yıl Ramazan ayına (11 Mart Pazartesi günü) girmiş olacağız. Rabbimizin lütfu ve izni ile sağlıklı bir şekilde karşılayacağız Ramazan’ı. Hoş geldin Ramazan , hoş geldin kurtuluş ayı deyip muhabbetle kucaklayacağız onu... Ecdadımız da muhabbetle karşılamış Ramazan’a girerken toptan bir temizlik yapmış, madden ve manen temizlenip temiz olarak karşılamış Ramazan’ı...
Sağlık ve huzur içinde bizleri Ramazan’a kavuşturan Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
Bizim insanımız, Ramazanı kıymetli bir misafir olarak kabul eder. Bu sebeple, “Hoş geldin ya Ramazan”ilahileri ile karşılar onu. Bu kutlu misafir eli bol değil eli dolu gelir. Bizi ibadete, hayra, sabırlı ve merhametli olmaya alıştırır. Günahlarımızı temizler
ve sonsuz bir sevap kazandırır. Oruçlu müminlerin gayreti ve Allah’ın da lüftuyla, Ramazan sonunda bizleri adeta melekleştirir.
Ramazan bir fırsattır. Günahlardan arınma fırsatını verir bizlere. Ramazan bir kurtuluştur kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıp kurtarır bizi....Ramazan bolluk ve bereket ayıdır; Rabbim bolluk ve bereketiyle tecelli eder sofralarımıza. Ramazan bir hoşgörü ve kardeşlik ayıdır; kardeşliğimize vesile olup sofralarımızda kardeşleri buluşturur iftar sofralarında... Ramazan kucaklaşma ayıdır teravihlerde Kadir gecesi ve bayramda buluşup hep birlikte kucaklaşırız.
Ebu Hureyre (r.a) Peygamberimizden rivayet ediyor: "Resûlullah ( s.a.v) buyurdular ki: "Ramazan’a girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salât okumayan kimsenin de burnu sürtülsün!”
Ramazan Ku’an ayıdır.
Okunan mukabele ve hatimlerle Yüce Kitabımız Kur’an ile daha çok ilgilenmeye başlarız. Teravih namazları da, Ramazandan sonra bolca namaz kılmaya alıştırır bizleri. Orucun sabrı, bizi yıl boyunca sabırlı ve merhametli olmaya hazırlar. Ramazana gösterilen saygı da, bizi insanlara - kardeşlerimize saygılı, nezaketli ve hoşgörülü olmaya davet eder.
Müslümanlar nazarında ve Türk Milletinde Ramazana, oruca ve oruçluya saygı göstermek, adeta ibadet anlamı katar. Oruç tutamayacak derecede hasta olanlar, açıktan bir şey yemezler. Meşru bir sebeple orucu bozulanlar, günün kalan kısmında bir şey yemeden akşamı tamamlar. Birçok lokanta ve kahvehane Ramazan boyunca tamamen kapanır, bazıları da iftarda hizmet verir. Uzun yol otobüsleri iftar ve sahur vakitlerine göre mola verirler. Böylece herkesi ve her yeri manevi bir atmosfer kaplar.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) “Bir müslümanın Ramazanı günahsız ve huzurlu geçerse, takip eden aylar da huzurlu geçer” buyurmuşlardır. Ramazanımızı huzurlu hale getirirsek, diğer onbir ayımız da aynı güzellikte, huzurlu ve bereketli olacaktır. Ramazan’ın güzelliğini hoş görüşünü ve kardeşliğini toplumuza hakim kılıp o manevi havayı yaşarsak manen de dinen de huzura kavuşur kardeşliğimize sahip çıkarız.
Ramazan’ı fırsat bilip hem günahlardan hem de kötü alışkanlıklardan kurtulmak bizim elimizdedir. Yeter ki biz o manevi havada buluşup kucaklaşalım ve Sıdk ile Rabbimize yönelelim. Kurtuluşa, refaha ve Hakka yakınlaşmaya Rabbim bizi vesile eylesin. Ramazan’ın manevi havasında buluştursun bizleri; kendine kul Habibine de ümmet eylesin!.. Ramazanı huzur ve mutluluk ile karşılamaya hazır mısınız ?