Birlik ve beraberliğin sağlanması için âmire, emire itaatin önemi büyüktür.
Dinimiz, cemiyetin huzur içinde yaşaması, kargaşadan uzak olması için âmirlerin meşru emirlerine itaati emretmektedir. Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(Ey iman edenler! Allah’a, Resulüne ve sizden olan emirlere itaat ediniz.)
Resulullah Efendimizin mübarek Eshabı (aleyhimürrıdvan) bize emirlerimize, amirlerimize sövmemek, hilekârlık etmemek, asi olmamak Allahü teâlâdan çok korkup sabretmek lazım geldiğini bildirdiler.
Hazret-i Ebu Bekir, Şam’a gönderdiği bir zatla bir müddet yürüdükten sonra, o zat kendisine “Ey müminlerin halifesi artık dönseniz” dedi.
Hazret-i Ebu Bekir “Resulullahın (Allah yolunda tozlanan ayaklara Cehennem ateşi haramdır) buyurduğunu işittim” diyerek kabul etmeyip, onunla beraber yola devam etti...
Halife Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e buyurdu ki:
“Ya Ömer, vasiyetimi tutarsan, ölüm gelince, senin için ondan daha sevimli bir şey olmaz. Eğer vasiyetimi tutmazsan, elbette mani olamayacağın ölüm gelince, senin nazarında ondan daha çirkin bir şey olmaz...
Allahü teâlânın senin üzerinde gece yapman gereken bir hakkı vardır ki onu gündüz kabul etmez.
Gündüzün bir hakkı vardır ki onu da gece kabul etmez.
Üzerine farz olan ibadetleri eda etmeden hiçbir nafile ibadetin kabul olmaz.
Ey Hattaboğlu Ömer! Geride bıraktıklarıma bakarak seni yerime geçirdim. Biliyorsun ki, Resulullah ile çok arkadaşlık ettik. O bizi daima kendisine, ehlimizi de ehline tercih ederdi. O derece ki, Onun bize verdiklerinden artanları biz tekrar Onun ehline hediye ederdik. Sen de bana arkadaşlık ettin. Benim daima benden öncekilerin izini, Resulullahın yolunu takip ettiğimi gördün. Ben asla hak yoldan sapmadım...
Ey Ömer! Senin kaçınmanı istediğim şeylerin ilki, nefsinin arzularına uymamandır. Çünkü her nefsin şehevi arzuları vardır. Onu yerine getirdiğin vakit, daha başkasını istemekte ısrar ve inat eder. Şu karınları şişmiş, gözleri dünyaya tamah etmiş, her birinin sevdiklerini kendisi için sevmiş olan kişilere karşı dikkatli olmanı, onları korkutmanı, kendinin de korkmanı istiyorum... Sen Allah’tan korktuğun sürece, onlar da senden korkar. Sen doğru olduğun müddetçe onlar da senin yolunda doğruluğa devam ederler. Sana vasiyetim budur...”
...Ve Hazret-i Ebu Bekir’den sonra Hazret-i Ömer halife olur... Bir gün bir kimse gelerek “Allah’tan kork ya Ömer” der.
Oradakiler adama “Emir-ül müminine karşı, böyle konuşulur mu?” dediklerinde, Hazret-i Ömer onlara şöyle buyurur:
-Bırakın konuşsun. Eğer onlar bize söylemezse, onlarda hayır yok, onların doğru sözlerini kabul etmezsek bizde hayır yoktur!..