Amerika’nın 2002 yılındaki “Bin Yılın Meydan Okuması” Tatbikatı, (büyük bir deprem sonrası 96 saat içinde Türkiye’yi işgal etme planı) o yılların şartlarına göre Türkiye’ye bir mesaj, bir gözdağı verilmesiydi güya...
Amerika 2002 tarihli tatbikatta o süreç içinde Türkiye’yi ‘kendi jeopolitiğini Amerika’nın kenar kuşak jeopolitiğinin üzerine koyma yoksa seni cezalandırırım’ şeklinde tehdit etmişti.
Dünya genelinde tatbikatların, senaryoların hatta harp planlarının sınırı yoktur.
Zira tatbikatlar ve harp planları uygulanmaya başlandığı andan itibaren belirsizlikler ve sorunlar başlamış, başarı sayısı neredeyse sıfırlanmış, yüzde biri geçmez bir hale gelmiştir.
ABD’nin başarılı olduğu tek cephe Avrupa cephesi olmuştur.
Bu durum NATO’nun büyümesine katkı sağlamıştır. Eğer ABD her tatbikat ve harp planlarında başarılı olsaydı Ortadoğu’da Irak ve Suriye’den çekilmezdi;
Çin karşısında tökezlemezdi.
2002 yılndaki “Bin Yılın Meydan Okuması” Tatbikatı Amerika tarafından desteklenen ve yönlendirilen, Türkiye’de Silahlı Kuvvetler’e sızmış FETÖ’cü askerlerin başarısız kalkışmaya yönelik faaliyetleri devlet-millet iş birliğiyle engellenmişti. On binlerce FETÖ’cü terörist cezaevlerine kapatılmış devlet kurumlarından ilişkileri kesilmiştir.
FETÖ’nün terörist başkanı hala Amerika’da.
PKK/YPG teröristlerini koruyan DEAŞ’ı kuran terörist bir devletten bahsediyoruz sanırız.
15 Temmuz sonrası dönemde ABD Başkan Yardımcısı olan Biden FETÖ Kalkışması’na verdikleri destek nedeniyle utana sıkıla Türkiye'ye geldiğinde Yenikapı ruhunu oluşturan yüzbinlerin meydanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti iktidarına verdiği destek karşısında şaşırmış ve korkmuştu. Türkiye’yi işgal edebilecek bir kuvvet henüz daha doğmadı.
60 Hiroşima bombası gücünde arka arkaya 9 saat arayla oluşan depremlerin Türk halkını nasıl kenetlediği, birlik ve beraberliğimizin gücüne güç kattığı dünyaya bir kez daha gösterilmiş oldu.
ABD’nin 6’ncı Filo’ya bağlı savaş gemisi İstanbul’a gelerek Dolmabahçe’de demir attı. Geminin ağır topu namlusunu Dolmabahçe’deki çalışma ofisine doğrultmuştu.
Özellikle olması gerekenden 5 kat büyük Amerikan bayrak detayı dikkat çekti ve kime ne mesaj verildiği tartışma programlarında gündem oldu.
Yalnızca Boğaz içindeki USS Nitze savaş gemisini ve detaylarını sorgulayarak Nitze savaş gemisinin neden Türkiye’ye geldiğini anlamamız şüphesiz mümkün değildi.
Zira Nitze savaş gemisi İstanbul’a gelirken eş zamanda Doğu Akdeniz’e Girit’e ve Adalar Denizi’ne de yani Yunanistan’a da ABD uçak gemisi ve uçak gemileri görev grubu intikal etmişti Uçak gemileri ile birlikte harekat eden denizaltılar, muharip gemiler, fırkateyinler ve su üstü gemileri konvoya eklenmişti.
Bazı yazarlarımızın Amerika’nın 2002 yılındaki “Bin Yılın Meydan Okuması” Tatbikatı’nın, Boğaz içine demir atan NİTZE savaş gemisi ve Yunanistan’ı ziyaret eden ABD’nin uçak gemisi ve beraberindeki uçak gemileri görev grubunun ve diğer konvoyda bulunan askeri aparatların Türkiye’ye yönelik askeri bir çatışma ve eylem planı içinde olmadığı, ancak bu gemilerde Harp silahı bulunduğuna yönelik iddiaları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Dezenformasyon Bülteni nedeniyle kaleme almıştı.
Bültende Düzce’deki deprem sırasında kayda alınan bazı görüntülerdeki ışımalarla ilgili “ABD Harp sistemiyle depremini tetiklemiş olabilir” iddialarının herhangi bir bilimsel bilgi veya veriye dayanmayan komplo teorilerinden olduğu da kaydedildi. Bu iddiayı pek çok bilim adamımız da şiddetle reddetti.
Cenab’ı Allah’ın kudretinin üstünde kudret göstermek sapıklığın ve şirkin ta kendisidir.
ABD’nin Türkiye’yi işgal edecek dedikodularına gelince: Türkiye’yi işgal etmek öyle kolay bir şey değil; boğazlarında kalır beyinlerini patlatırız Allah’ın izni ile !...
Çapulcuları fazla şişirep korku salacağınıza devletinize milletinize güvenip bu onurlu milletle gurur duyun ey korkaklar !...
Gözünüzü açın gelişen ve büyüyen Türkiye gerçeğini görün , Allah’a da şükredin. Türkiye o soysuzlara yem olacak ülke değil artık!..