Yüce Allah, inanan insanları, “Ey inananlar: Yapmayacağınız şeyleri, neden söylüyorsunuz?” (Saff 61/2) şeklinde uyarmaktadır. Buna göre inanan insan, ağzından çıkan sözlere dikkat etmeli, yapmayacağı şeyleri söylememeli ve muhataplarına karşı da mahcup olmamalıdır.
Çünkü yalan, insanı çevreye karşı mahcup etmekte ve insanların güvenini de yok etmektedir. İnsanlar arasında güven duygusu kalmadığı zaman da toplumun sosyal yapısı bozulmakta, ahlak diye bir şey kalmamaktadır. Güvensizlik, başta ailede olmak üzere toplumun her alanında buhran ve bunalımlara yol açmaktadır.
Kur’ân’ın çeşitli ayetlerinde yalan kınanmakta ve ondan sakınma emredilmektedir. “Münafıkların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını arttırmıştır.
Yalan söyledikleri için, onlar için acı bir azap vardır” (Bakara Suresi:10) mealindeki ayette yalan, ikiyüzlü münafıkların bir özelliği olarak haber verilmektedir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), yalan söylemenin insanlar arasında şüphe ve tereddüt meydana getirdiğini belirterek şöyle buyurmaktadır: “Sana şüphe veren şeyi terk et, emin olduğun şeye yönel. Muhakkak ki doğruluk, kalbin tatmin olmasını sağlar ve muhakkak ki yalan, şüphe ve tereddüttür”
(Tirmiz’i)
İslâm dininin temel kaynağı olan Kur’ân, yalan söylemeyi yermekte ve şiddetle yasaklamaktadır.
Yalan, insanın bilerek, iradesi ile gerçeğe aykırı söz söylemesidir. Yalan, uydurma ve asılsız şeylerle başkalarını aldatmaktır.
Güzel ahlak, iyi ve güzel şeyleri benimser, yapılmasını tasvip ve tavsiye eder; kötü şeyleri ise tasvip etmez ve yapılmamasını talep eder. Güzel ahlakın şiddetle reddettiği kötü alışkanlıklardan biri de yalan söylemektir. Yalan söylemenin ahlak kurallarında hiçbir yeri yoktur.
Hz. Muhammed (s.a.v.), yalan söylemeyi büyük günahların en büyüklerinden saymıştır. Bir hadiste bu konuda şöyle buyurmuştur: “Dikkat edin! Size büyük günahların en büyüklerini haber vereceğim. Allah’a şirk koşmak; ortak tanımak, anne babaya zulmetmek ve yalan söylemek, yalan yere şahitlik etmek.”
Bunu söyleyen Hz. Muhammed (s.a.v.), “…yalan söylemek; yalan yere şahitlik etmek” cümlesini büyük bir heyecanla defalarca tekrar etmiştir. Orada hazır bulunanlar da heyecanlanmışlar ve keşke Hz. Muhammed (s.a.v.) sakinleşse demişler. (Buharî)
İslâm inancına göre büyük günah sayılar davranışlar vardır. Ancak bu büyük günahlar arasında en büyük günahlar vardır. Bunlar da Allah’a şerik ve ortak koşmak, anne babaya zulüm ve kötülük yapmak. Bir de yalan söylemek ve özellikle de yalan yere şahitlik yapmak... Siyasete yalan bulaştıranlar da halka olan güven duygularını kaybetmişlerdir. Bu yalan politikasından vazgeçmelidirler. Aksi takdirde halkın onlara güveni de kalmayacaktır.