Adına, ellerinden açılan gök şahit! Sen o cennet zeytini gözlerini açtığında, baban Kitabı açtı. Ve biz senin adını Kitaptan biliriz Yasin.
Annen bağrına bir seni, bir de Amed’in yağmurlarını bastı. Bastı ki senin başın o sinede ayetlerle yeşersin. Sen tuzu gözyaşında değil, annenin çorbasında severdin Yasin. Sen suyu, secde öncesi yüzüne çarptığında severdin.
Baban, Amed’in yoksulu fırıncı Fikri Usta. Sense onun en taze ekmeğiydin.Ve Kardeşlerin Yasin. Sen onların akşam ezanıydın. Sen eve dönerdin, onlar sana. Şimdi kime dönsünler Yasin? Sen ki yerden göğe kadar şehitsin.
Biz senin adını Kitaptan biliriz Yasin. Sen de bilirsin ki zalimler Kitâbı bilmez..
Yâ Kahhar! Ya Samed! Amed’in yiğidi sana emanet! Yiğitliğine biz şahidiz, şehadetine sen.
Seni adından vurdular Yasin. Seni, yoksulun ocağı da rahmete doysun diye dağıttığın kurban etinden vurdular . Sen neyin zenginiysen biz onun yoksuluyuz . Bize merhamet dağıt, bize vicdan dağıt, bize cesaret dağıt, bize kardeşlik dağıt. Sen de bizi yoksulluğumuzdan vur Yasin.
Uhud’da Musab, Amed’de Yasin. Sen Musab Bin Umeyr’i tanırsın Yasin. Sen İslam sancağının alnı yere değmesin diye, canını zalimin eline liğme liğme veren Musab’ı tanırsın.
ancağı göğsüne saplayıp, cennette bile yere düşürmeyen Musab’a selam söyle Yasin.
Annenin öptüğü başını dağıttılar Yasin. Babanın sen uykudayken dua ile örttüğü bedenini ateşe verdiler Yasin. Kardeşlerine oyun olan sırtından sırtlanlara yol yaptılar Yasin. Gök, seni kanlı kanadından, annen ayağındaki beninden tanıdı . Annene sadece bebekken öptüğü bir benin kaldı. Allah da seni şehadetinden tanısın Yasin.
Yâ Samed! Kardeşlik sancağını yere düşürmeyen Amed’in Musab’ına ve o kutlu arkadaşlarına şahit ol. Biz bu yiğide yerden göğe kadar şahidiz Yâ Rab. Şahidiz Yâ Rab. Şahidiz.
Ve ey zalimler! Bizi faniliğimizden vurabilirsiniz ama kardeşliğimizden asla. Kardeşliğimizden asla!
(Alıntı)