Bizim bir milli kimliğimiz var. Elhamdüllah biz Türk ve Müslümanız. Atalarımız tarihe şan-şeref bırakmış bütün dünya insanına örnek olmuşlardır. Türk diyarını gezen Avrupalı seyyahlar gördükleri bu hoşgörü ve insani vasıfları eserlerine yansıtmışlardır. Türkleri dürüst, sözüne güvenir ve ahlaklı insanlar olarak ifade etmişlerdir. Bu güzel vasfımızla biz dünyaya hakim olmuşuz. Sadece savaşçı değil aynı zamanda insani ve barışçı bir millet olarak tanınmışız.
Bu şerefli ve onurlu milletin evlatları bugün ahlaksız Batının hayranı- taklitçisi durumuna düşüyor maalesef. Yahudi ve Avrupa modasının bize özümüzü ve kişiliğimizi kaybettirdiğinin farkında değiliz. Ama maalesef bu hayranlık bizi Osmanlı’ya düşman hale getiriyor. Milli kimliği kaybeden milletler yok olmaya mahkumdur.
Bugünün gençliğini üç gurupta toplamak gerekirse; Birincisi boş vermişlik içinde olan gününü gün eden gençlerden oluşuyor. Bunlar sadece zevk-i Sefa’sı ve dünyası için çalışıyor. İkincisi Batı hayranlığına girmiş tüm insani ve ahlaki değerlerini hiçe sayan bir gençlik; bunlar için ahlaki değerler bir anlam ifade etmiyor; hatta dini İnanç ve değerler de öyle; kendini, geçmişini inkar edip yok sayıyor... Üçüncüsü niçin yaratıldığını bilen, Türk ve Müslüman olduğunun bilincinde olan gençlik...
Diyeceksiniz ki gençlerin bu durumu sizi niye rahatsız ediyor? Zamane gençleri:”Z” kuşağı bunlar. İyi hoşta geleceğimizin teminatı bunlar. Türkiye Cumhuriyetini devralacak olan nesil? Onun için bunlara boş ver demek şansına sahip değiliz. Bunlar bizim geleceğimizin mirası, teminatı ve sahibi...
Okumayan bir gençlik, araştırmayan bir gençlik, milli ve manevi duyguları öteleyen bir gençlik? Türk ve Müslüman kimliğini giymekten uzaklaşan bir gençlik... Böyle olunca da ahlaki ve insani değerler yok sayılıyor. Namus, şeref , haysiyet ve insanlık onuru birileri için bir anlam ifade etmiyor; bu da ahlaki yozlaşmayı beraberinde getiriyor.
Batı hayranlığı içimize o kadar işledi ki geçmişimizi yok sayıyoruz. Türk ve Müslüman oluşumuzu rafa kaldırıyoruz. Batı ve Yahudi modası hayatımıza hakim hale geliyor. Sokakta alel ade gezen çıplak ve ahlaksız görüntüleri ibretle izliyoruz!.. Sonuçta toplumdan ve milli/ manevi değerlerden uzaklaşıyoruz. Amaç kişinin sadece gününü gün etmek olursa İnsan olmaktan uzaklaşır...
Bu yozlaşmayı üç noktada ifade edecek olursak: Bir sadece günü gün eden yiyen içen eğlenen ve vakit geçiren gençler. Bunların manevi dünyaları boş kalıyor. İkincisi kötü alışkanlıkların ağına düşmüş olan gençlik; bunlar ise iki dünyasını da zehir edip beyhude yaşıyorlar Allah korusun!
Üçüncü nesil bizim arzuladığımız nesil: İnsan olduğunu kabul edip milli ve manevi duygularla yetişmiş olan nesil ki bizim onlara ihtiyacımız var. “Hayırlı evlad diyoruz ya” neden? Vatanına milletine faydalı olacak bir evlat istiyoruz. Çünkü insanın iki dünyasını da mutlu ve huzurlu kılacak olan nesil işte bu nesildir. Türk milletinin şeref ve haysiyetini koruyacak olan da işte bu nesil olacaktır. O zaman bize bir görev düşüyor yavrularımızı: Hayırlı bir evlat olarak yetiştirmek. Onları ilmek ilmek dokuyarak geleceğe hazırlamak. Bu konuda hepimiz vebal ve sorumluluk altındayız.