Erzincan’a 40 km, Üzümlü ilçesine ise 20 km uzaklıkta bulunan Kureyşlisarıkaya Köyü, zengin tarihi ve doğa harikalarıyla dikkat çekiyor. Esence Dağları'nın eteklerinde, Çardaklı Deresi Vadisi'nin yukarı kesiminde yer alan bu köy, Balabansarıkaya köyü ile aynı kökenden gelmektedir. Kureyş aşireti mensupları tarafından kurulan köy, zamanla mezra yerleşmesinden bir köye dönüşmüştür.

Serenay Sarıkaya'dan Mert Demir ile Romantik Paylaşım: "Benim Elli Tonum" Serenay Sarıkaya'dan Mert Demir ile Romantik Paylaşım: "Benim Elli Tonum"

Köy, Seyit Mahmut Hayrani ve kardeşleri tarafından kurulmuş olup, Kılıçlı, Hasanağa, Kazmalı, Seydo, Şenlik, Ağveren, Sarıca ve Gülpınar mezralarına sahiptir. Bugün 71 kişilik bir nüfusa sahip olan köy, kış mevsiminde ulaşım sorunları ve zorlu doğa koşulları ile mücadele etmektedir. Eski ticaret yolu üzerinde bulunan köyün Han mevkiinde, bir zamanlar var olan eski bir handan izler kalmıştır.

Kureyşlisarıkaya Köyü’nün bir diğer önemli doğa harikası, Ağır Göl olarak bilinen ve yöre halkı tarafından kutsal kabul edilen göldür. 2600 metre yükseklikte bulunan bu göl, alabalıkları ve mistik yapısıyla köye ayrı bir güzellik katıyor. Gölden akan ve adını beyaz sularından alan Aksu Deresi, bölgeye hayat veriyor.

Köyün çevresinde ise Çiçekli Yaylası, Dumanlı Bölgesi, Talas Dağı ve Karababa Tepesi gibi doğal güzellikler ziyaretçilerini bekliyor. Ayrıca köyde, yaban keçisi, geyik, ayı, kurt, tilki ve keklik gibi birçok hayvan türü yaşamaktadır.

Kureyşan Ocağı ile bağlantılı olan köy, tarih boyunca önemli olaylara şahitlik etmiştir. Gavur İni olarak bilinen eski bir kilise kalıntısı, peri bacaları, Ulubaba Tümülüsü ve Damlataş Mağarası, köyün keşfedilmeyi bekleyen tarihi değerlerindendir. Ayrıca köy mezarlığındaki bezemeli mezar taşları da dikkat çekici bir özellik taşımaktadır.

Kureyşlisarıkaya Köyü, tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve mistik havasıyla keşfedilmeyi bekleyen bir cennet köşesidir. Akademisyen Funda Naldan’ın yaptığı araştırmalara göre, köyün kökleri 1220’lerde Kirmanşah’tan Dersim’e göç eden Kureyş aşireti mensubu Seyyid Mahmud-ı Kebir’e dayanmaktadır. Peygamber soyundan geldiği kabul edilen bu kişi, Kureyşan Ocağı'nın kurucusu olarak anılmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi