1980’li Yıllardan beri Ülkü yolunda, hizmet etme ülküsünü edinmiş
Avrupa ülkeleri şehirlerinde olduğu gibi 15 bin Türk nüfusunun yaşadığı şehrimize milli islami insani hizmet veren Türk Milli Kültür Cemiyetimizi kurmuş aynı idarede olduk. Bu ocaklarda ruhlarımızı islâm’ın emirleriyle,doldurup neslimizin milli kimlikli yetişmeleri için mücadele verdik. Yaşadığımız topluma faydalı olmaları için yönetim kurulu heyeti olarak çok gayretler ettik.
Vatan Borcu için Burdur’da Askerlik
1985 yılında Bedelli askerliğimize kutsal vatan hizmetimizde aynı takım aynı mangada görev yaptık. Birlikte Çırpınırdı Karadeniz, Ceddin Dede, Tuna nehri gibi tarihi marşlarımızı söylerdik. Biz bu marşları söylerken bizi dinleyenler bize katıldı. Arkadaşlarımızla tanıştık olduk, bizim gibi Avrupa’nın diğer ülkelerinden gelen gönüldaşlarımızla bir gönül yumağı oluşturduk. 1985 yılı Köln şehrinde Bulgaristan devletinin soydaşlarımıza yaptığı zulmü telin mitingine katılmıştık. Bulgaristan da Türklere yapılan zulüm mitinginin video kasetini Orhan arkadaşımla birlikte Tugay komutanlığımıza getirdik. Yetkili komutanımız izledi ve izin verdi Tugay’ın en büyük konferans salonunda binlerce askerimizle tekrar izledik izlettik.
Kardeşlerin ayrılışı
Almanya’da Türk Federasyon’a bağlı derneklerde hizmet ettiğimiz 40 yıllık arkadaşım, gönüldaşım Orhan Sevim’le düşünce ve fikirde bir olsakta ayrı düştük. Burada da bir ecdat sözümüzü eklemek istiyorum;
“Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş”
Kardeşler ayrılsada bir birlerini suçlasalarda, zor bir durumda kalınca, birlik olur birbirlerine sahib çıkarlar.
Ben Kısa adı ATİB olan Avrupa Türk İslam Kültür Dernekleri Birliğinin kurulmasında ve ikinci üçüncü dönemlerinde yönetim kurulunda görev aldım. Badenwürtemberg eyaleti başkan yardımcılığı daha sonraki dönemde bölge başkanı olarak görev yaptım. İki kardeş kuruluştuk aslında. Orhan Sevim, Türk Federasyon teşkilatımızda hizmete devam etti. Sevim Türk Federasyon genel muhasipliği daha sonraki yıllarda genel başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. İşi ve işimiz gereği ayrı,ayrı şehirlerde ikamet etmemiz çocuklarımızın eğitimleri ve sorunları gereği bir araya gelemedik. Telefonlarla hep irtibatta olduk.
Gökyüzünde sohbet
1990’lı yıllardan beri görüşmediğim arkadaşım olan Orhan Sevim’le gök yüzünde Stuttgart Ankara yolculuğumuzda buluştuk, kucaklaştık, dertleştik. Yan yana oturduk. İnanın üç saat süren uçak yolculuğu üç dakika gibi geldi. Bir ata sözümüz, “Dağ dağa kavuşmaz ama insan insana kavuşur” bizde burada kavuştuk buluştuk,dertleştik hasret giderdik. Ankara’ya geldik. Orhan Sevim doğup büyüdüğü Aksaray ili Ortaköy’e daha sora ikameti olan Kırşehir’e ben ise baba ocağı Yozgatımıza vedalaşarak ayrıldık.