Evlilikler neden uzun süreli olmaktan çıktı, yuvalar neden dağılıyor? İnsanlar birbirine niçin tahammül edemiyor ? Bütün bunların enine boyuna incelenip ele alınması gerekiyor. En sağlam kalemiz olan ailenin dağılması demek devletin temellerin zayıf olması demektir. Bu geleceğimiz için büyük bir tehlikedir.
Aile içi geçimsizlik, baskı, dayak ve cinayetler devam ederken yuvalar dağılıyor, çocuklar perişan oluyor ve toplum da huzursuz hale geliyor. Aile içi işkence ve cinayetler insanımızı etkilemeye ve huzursuz etmeye başladı. Bütün bunlara bir çözüm yolu bulunmalı deriz. Çözüm nedir, nasıl olacaktır, bunun da enine boyuna ele alınıp değerlendirilmesi gerekiyor.
Bir baba, bir eğitimci, bir yazar ve bir aile reisi olarak şahsi görüşlerimizi ifade etmek istersek; Şunları dile getirebiliriz:
Eğitim şart diyoruz ya aile eğitimi de şart, evlilik öncesi eğitim, hayat bilgisi dersi gibi...Hem erkek için hem de kadın için eğitim gerekli. Buna İslami ve dini eğitimi de eklemeniz gerekiyor. Çünkü evlilik manevi bir bağdır ve eşler birbirine Allah’ın emanetidir. Böyle bir eğitimde biz kendimize özel milli ve manevi eğitimden bahsediliriz. Kokuşmuş, yozlaşmış BATI (Avrupa ve dış kaynaklı) eğitim bizim bünyemize adapte edilemez!
İkincisi evlenecek kız ve erkeğe de bir özel eğitim verilmeli. Evlilik ve hayata uyum eğitimi olmalı bu da.. Evlilikte eşlerin görevleri, birbirine saygısı, sebatı ve hoşgörüsü anlatılmalı ve bu eğitimin sonunda da onlara bir evlilik sertifikası verilmeli. Buna ihtiyaç var mı, evet var! Aile mahremiyeti, sorumluluğu ve çocuk yetiştirme terbiyesi olmadan evlilik olur mu? Olmaz, sadece bunlar birbirini seviyor demek yetmiyor maalesef...
Üçüncüsü boşanma ve cezalar?
Boşanma belirli şartlara bağlı olmalı eş kafasına göre çekip giderse ya da eşe ihanet ederse hiç bir hakkı olmamalı. Boşanma nedeni sayılmalı, nafaka vs işler askıya alınmalı. Çünkü akit tek taraflı fesh edilmiş oluyor. Çekip giden ya da ihanet eden eşin nafaka hakkı olur mu?
Ve boşanma belirli şartlara bağlı olmalı, işkence, baskı, tehdit zulüm ve aldatma gibi. Bu durumda da çocukların hakları ve eşlerin hakları da karşılıklı adalete bağlı olarak değerlendirilmeli. Genelde tek taraflı bir adalet gerçekleşiyor: Kadın haklı erkek haksız mantığı ile... Hak hukuk karşılıklı değerlendirilmeli. Ömür boyu nafaka, eşin evden uzaklaştırılması ve çocukların koz olarak kullanılması yanlış ve yersiz uygulamalardır.
Çünkü evden uzaklaştırılan eş sıkıntı çıkarıyor, çocuklar paylaşılamıyor, uzun süreli nafaka sorun oluyor bunların yeniden ele alınıp değerlendirilmesi gerekiyor.Eş işsizse nafakayı nasıl nereden ödeyecek, hapsetmek çözüm mü, bunları da düşünmeliyiz.
Asıl olansa evlilik müessesesinin korunmasıdır. Bu kale yıkılmamalı,sağlam kalmalı. TV proğramları, diziler evlilik bağını kuvvetlendirici dizler olmalı, bu tür haberlere kısıtlama getirilmeli, kötü örnek arz ediyor. İşkence, zulüm ve cinayet ağır şekilde cezalandırılmalı, cezalarda caydırıcı olmalı.
İşin özü şu: Türk aile yapısı korunmalı yuvaların dağılmasına engel olunmalı. Çünkü bizim en sağlam kalemiz aile yuvamızdı.
İşin en başında seçim doğru yapılmalı, evlenecek işler bir birlerine sabretmesini, tahammül etmesini öğrenmeli ve evlilikler pamuk ipliği ile değil sağlam halatla birbirine sağlanırsa bunun kopması düşünülemez!... Devlet baba bu konuyu “A” dan “Z”ye ele alıp yeni ve köklü bir düzenleme getirmek gerekiyor.