Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine evlilik yoluyla gelen, gelinlerin damatların geçirdikleri zor günleri yazılı ve görsel basından okuyup izlediğimiz gibi, birde direk muhataplarından dinlemek gerekir. Bu yazımdada, kendinden yaşça küçük, ve özürlü biriyle ailesinin etkisiyle evlendirilmiş olan Serpil’in hikayesi okuyacaksınız.
     Serpil hanım; “Ben aslında Karadenizin şiirin ilerinden Kastamonu’muzun  ilçesi Çatalzeytin Doğumluyum. Bu ilçe küçük şirin uzun bir deniz sahilinde bulunmakta. Köyümüm bağlı bulunduğu
Sinop ili Türkeli ilçesine  taksi ile ise on  dakika mesafede, ayrıca Türkeli de Denize paralel bir küçük ilçe.
Ve benim köyüm bu iki ilçenin arasında olup aynı uzaklığa sahip yani Otomobille 2 yada yoldurumuna bağlı 3 saatlik bir yol uzaklığında

     KÖYÜMÜZDE AFET 
Köyümde mutlu mesut yaşarken 25 Aralık 1992 yılında Hortum sebebiyle evlerimiz yıkıldı küçük büyük baş havanlarımız öldü .
    12 ev yıkılırken bir Aileden de 5 kişi kışın soğunda donarak öldü 
     7 metre kar yağdı ve annem ben 5 yaşında ki kızkardeşim sabahın 6 sında ormanda bulduk kendimizi yanımıza düşen yatak yorganla donmaktan kurtulduk hamd olsun
     O korkunç tipi ve kar yağışıyla ben annemle kardeşimi bulunduğumuz ormanda bırakarak köye  çıkmayı gelmeyi başardım. 800 metre uzaklıktan. Yıkılan evimiz parçalanan , dağılan eşyalarımız. 
Evimiz yok olmuştu.
Sonra köyden 3 amcayla annemlerin yanına geldim.  Onları tam donmak üzereyken kurtardık hamd olsun.
Bu durum benim geleceğimi değiştirdi.

      İLÇEYE GÖÇ
     Çok fakirdik artık ve ilçeye Türkeline zorunlu göç ettik.Kiraladığımız eve taşındık.
     Bana talip Almancı aile 
Orada köyden iyi bir kız delmiş diyerek talipler çıkmaya başladı. 
Almanyalı izine gelmiş olan bir aileye komşular beni anlatmışlar. Benden 5 yaş küçük Görme özürlü biri için dünür geldiler. Ailem beni verdiler.  Ve  farklı bir çilenin içine düşmüştüm.
Eşime eş değil ailesine hizmetçi gelmiştim
     Almanya‘ya  geldikten sonra eşimin Annesi bahçe belediye, kovayla dereden su taşıyordum. Birde bize verdikleri çatı katından kira alıyorlardı. Türkiyede kalan ailemi özlüyorum onlarla haberleşemiyorum. Param yokki ailemi arayım. Daha sonra bir tanıdığımdan temin ettiğim pamuk ipliği ile  ailemi araya bilmek için patik örüp sattım.  Kısacası bu durum bir yıl sürdü.

     STUTTGART’A TAŞINDIK
Eşimin bir arkadışının yardımıyla Stuttgar'a taşındık. Getirdiğimiz bir yatak odasından başka eşyamız yoktu. Eve ait bir fırınlı ocak vardı Allahtan.
     Bir temizlik firmasına işe girdim ama Depresyonda olduğumun farkında değildim. Almanca yok, para yok, eşimin Türkçe tercümesi kötü velhasıl.

     TRAFİK KAZASI
 3 ay sonra bana bir arabanın vurmasıyla hastahanede  (BoschKranken hausta) açtım gözlerimi. Sol bacağım iki yerinden kırılmış başım yarılmış kafamdan hemen ameliyata almışlar milim kalmış kafa tasının delinmesine kolum da çatlak ve derken 2 ay hastahanede kaldım 5 haftadada Kur'a yolladılar. Bir yıl koltuk değnekleriyle yürüdüm.
     O’ apayrı bir çele elbette alışverişe Tramvayla gidiyorduk komşulardan kimse hal hatır sormuyordu tanışma zahmetinde bile bulunmuyorlardı.
     Neyse dedimki Allah'ım sen beni  yaşattın ben çok iyi olacağım hamd olsun.
İyice iyleştikten sonra hem çalışıyor hemde Almanca kursuna gidiyordum.
Sonra acık Öğretime kayıt yaptırıp orta, lise diplomalarını aldım. Yanı sıra kozmetik mesleği yaptım.

     Kazadan bir gün sonra ise Araba ehliyeti için direksiyon sınavım vardı. Onu 2003 Tekrar başlayıp aldım.
Bu arada Alman'yaya 20 Agustos 1999 da geldim.

     2009 Otobüs ehliyeti aldım. Lakin IHK sınavını geçemediğim için bu anlamda çalışma iznim olmadı.
Bu İş bulma kurumunda (Arbeitsamt’da)yeni kurs alıp IHK sınavını bir seferde aldım hamd olsun.
     Aylardır bütün Firmalara iş arama talebimi  yazıyorum ama dönüş yok. 
     Deneyimim yani tecrübem olmadığını mı düşünüyorlar, yoksa başörtülü olduğum için mi bimiyorum açıkcası iş bulamıyorum. 
Serpil’in hikayesi bitmedi. Mücadelesi azmi hanımlara örnek. İleride bu hikaye devam edecek.