Bugünkü anlatacağım öykü FİL VAKASI ile ilgili makaledir.

Namaz surelerinden ELEMTERE SURESİ ni kısaca kolayca okur gideriz. Ne gibi olaylar zuhur etti de bu ALLAH ın yüce suresi indi birçoklarımız bunu pek bilmezler.

Bende çocukluğumda isimlerini bilmediğim hocalardan dinlediğim ve askerde de ERİN DERS KİTABI ndan okur, askerlere gece dersinde bu olayı anlatırdım. Şimdi çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgilere dayanarak bu olayları sizlere geniş bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

Bu olay hakkında nazil KUR-ANI KERİM in 105. Suresinde ordu mensublarından “ ASHABÜ L FİL “ şeklinde bahsedilmesi askerin önünde bir FİL bulunduğunu göstermekte ve bundan dolayı söz konusu sureye “ FİL SURESİ “ adının verilmesi gibi olayada “ FİL VAKASI “ denilmektedir.

Kaynaklarda bu olayın sebebleri, tarihi ve sonucu hakkında değişik rivayetler bulunmaktadır. 537 yılında idareyi ele geçiren ve mutaassıp bir hiristiyan olan HABEŞ KRALLIĞI nın YEMEN VALİSİ EBREHE hiristiyanlığı yaymak içiin bölgede yoğun çalışmalara başladı. ARAPLAR ın KABE yi ziyaret için MEKKE ye gittiklerini görünce bu binanın hangi malzemeden yapıldığını ve örtüsünü sordu ; taştan olduğunu ve örtüsünün farklı yerlerden geldiğini öğrenincede “ MESİH e yemin ederimki ondan daha hayırlısını yaptıracağım “ diyerek büyük bir KATETRAL inşa ettirdi. Ve tezyinatı için BİZANS tan mermer ve mozaik ustaları getirtti. ŞARKİYATÇI RUDOLF STROTHMANN , şehrin ortasında yer alan ve halk arasında “ KÜÇÜK KABE “ adıyla anılan çifte minareli SAN a ULU CAMİİ nin bu KATEDRAL ın camiye çevrilmiş şekli olduğunu düşünmektedir. BİZANS İMPARATORU ustaları yollarken dini hayatı düzene sokması amacıyla İSKENDERİYE deki İTALYAN asıllı PAPAZ GREGENTİUS a da göndermiş ve EBREHE bu papazın hazırladığı 23 maddeden oluşan bir kanunu yürürlüğe koymuştur. ( HAMİDULLAH, 1287 )

İnşaatın tamamlanmasından sonra EBREHE çeşitli bölgelere propagandacılar göndererek mabedi ziyaret etmeleri için halkı SAN a ya çağırdı. Fakat bu kilisenin HZ İBRAHİM den beri kutsal saydıkları KABE nin yerine geçirilmek istenmesini hazmedemeyen KİNANE KABİLESİ ne mensub bir arap SAN a ya giderek kiliseye pisledi. Bu saygısızlığa öfkelenen EBREHE de bütün KİNANİ lerin gelip kiliseyi tavaf etmelerini istedi ; ancak onlar isteğini reddettikleri gibi gönderdiği elçiyide öldürdüler. Bunun üzerine EBREHE, hiristiyanlığın yayılmasına KABE nin engel teşkil ettiği sonucuna vararak onu yıkmaya karar verip, içinde MAHMUD adlı FİL in de bulunduğu büyük bir ordu ile MEKKE üzerine yürüdü. MUKATİL B. SÜLEYMAN dan gelen bir başka rivayete onun KABE yi yıkmak üzere harekete geçmesine sebeb olarak, kureyşli bazı gençlerin sıcak bir gecede yaktıkları ateşin rüzgarın etkisiyle kilisenin yanmasına yol açması olayı gösterilir. Diğer bir rivayette ise EBREHE bu sefere, hiristiyanlığı yaymak şartıyla taç giydirip MUDUR a emir tayin ettiği MUHAMMED B HAZAL nın KİNANE KABİLESİN ce öldürülmesini behane etmiştir. ( TABARİ, TARİH 935) aslında BABÜLMENDEP e hakim olup HİNDİSTAN DENİZ TİCARETİNİ ele geçirdikten sonra iktisadi hedeflerini genişletmek üzere gözünü kuzeye çeviren EBREHE , MEKKE yi zaptederek ARAPLAR ıh gettikçe gelişen ticari faaliyetlerine son vermek böylece SAN a yı ARABİSTAN nın dini ticari ve siyasi merkezi haline getirmek istiyordu. Bu arada güney bağlantısını kesen MEKKE yi saf dışı bırakmak suretiyle SURİYE ye uzanması ve SASANİ lerle savaşan BİZANS a yardım etmesi de mümkün olacaktı. ( CEVAD ALİ III, 517-519 )

EBREHE nin KABE yi yıkma kararına karşı çıkan YEMEN EŞRAFI ndan ZUNEFER onunla savaştıysa da yenilerek esir düştü. Yoluna devam eden EBREHE HAS AM KABİLESİ nide yenerek reisleri NUFEYL B HABİB EL HAS AMI yı esir aldı. TAİFE geldiğinde şehir halkı adına konuşan MES UD B. MESATTEB ini LAT MABEDİ ne dokunulmasına karşılık itaatlerini arzedecekleri ve kendisine hedefi olan KABE yi gösterecek bir klavuz verecekleri yolundaki teklifini kabul etti.

Ancak MEKKE yakınındaki MUGAMMES te konukladığı sırada verdikleri EBU RİGAL adlı klavuz öldü. ARAPLAR onun buradaki mezarını taşlamayı adet edinmişlerdir.

Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere yazımı YUNUS EMRE nin bir şiiri ile bitiriyorum. Hepinize selamlar, sevgiler saygılar

Dolaştım dünyayı

Giymedim başıma taç

Ne zengin gördüm

Tok, ne fakir aç

Ya Rab !

Öyle bir feyz- ı

Kanaat ver ki

Namerde değil

Merde dahi

Eyleme muhtaç

YUNUS EMRE