Yozgat’ın konumu itibariye gelişime kapalı bir mekan durumunda. Nohutlu, Çamlık ve Esentepe üçgeninde sıkışıp kalmışız. Sorguna doğru genişleyelim diyoruz, aramızda dağlar ve dereler var. Sarıhacılı- Yerköy istikametinde genişleyelim diyoruz bu yönde dağlık tepelik taşlık?.. Tek bir istikamet kalıyor; Divanlı ve Topçu istikametinde genişleyip büyümek.
Yani sözün özü şehrin yeni yerleşim alanına ihtiyacı var. Şehircilik ve yapılanmaya uygun gelişim alanı hangi istikamet olur derseniz onu ben bilemem; şehir planlayıcısı mimar, mühendis arkadaşlarımız daha iyisini bilirler. Tabii ki belediyemizin de yeni imar alanı ve yeni yerleşim bölgesi anlamında düşündüğü ve geliştirmek istedikleri projeleri vardır elbette...
Şu an itibariyle ifade etmek gerekirse; betonlaşma olması gerekenden çok daha fazla. Bağlı Bahçeli evleri yıkıp beton yığınlarıyla şehri doldurduk. Çamlık Milli Parkımız da olmasa nefes alamayacak durumdayız. En rahat alan Ofis Üstü derken Ofis Üstü de beton yığınları ile doldu, taştı. Nerede ise yeşil alanımız kalmadı: “Uf daraldık nefes alamıyoruz!” diye bağıracak hale geldik. Yüksek yüksek apartmanlardan oluşan hapishane dizisine çevirdik şehrimizi?...
Gerekli miydi bilmem de yıllarca yeni bir yerleşim alanı düşündük durduk. Şehri geniş bir alana taşımayı ne hikmetse beceremedik. En mantıklısı Divanlı- Topçu güzergahı gözüküyor da: Çalatlı- Sorgun istikameti de imkansız değil di yani... Nice şehirlerde görüyoruz elinoğlu dağları eritip geçiyor! Hatta şu Sarıhacılıyı geçsek önümüz açık Saray ve Yerköy istikametinde akıp gidecektik...Ah şu dağlar tepeler aramızda olmasa!..
Bunlar şahsi düşüncelerimiz de: ciddi olan şu ki: şehir bunaldı; yeni yerleşim alanı mecburiyeti doğdu. Bu konuda bir an önce bir planlama yapılmalı şehrin ufku açılmalıdır deriz. Düşünülüyor mu bu? Elbette düşünüldüğü planlandığı kanaatindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız dikey değil yatay mimariye yönelmeliyiz bu bizim milli yapılaşmamız diyor; çok da haklı. O güzelim bağlı bahçeli saray gibi yapılarımızı unuttuk şimdi kendimizi asri hapisanelere mahkum ettik, gelinen sonuç bu !...Şehir içinde yeşil alan bölgesi diyebileceğiniz bir yer kaldı mı? Evet: Çamlık Milli Parkı; Şükür ona diyeceğimiz yok.Ya Çamlık Milli Parkımızda olmasaydı; ne olurdu halimiz?..
Yeşil alan diye sayacağınız yerler ( Parklar- bahçeler) Kusura bakmayın da Abdullah’ın Bostan kadar bile değil ? Malumunuz bunların en çok kullanılanı Kent Parktır ki; buranın durumu da meydanda?.. Emeğe ve hizmete saygısızlık yapmayalım,’ emek verenler varsa; saygımız da vardır elbette... Ellerine sağlık!
Ancak şehrin betonlaşması son noktaya geldi, ağzına kadar doldu. Bir çok yerde eski şehirler yeni yerleşim alanlarına kaydırılıyor. Bizim de böyle bir yerleşim alanına ihtiyacımız var; sözün özü bu dostlar...
Öncelikle şu söyleyim: Ben ülkemi, devletimi, milletimi ve şehrimi seviyorum. Ülkesi ve halkı için çalışan hizmet eden insanlara da saygı duyuyorum. Çalışanı alkışlamak ve takdir etmekten de gurur duyarım. Hizmete saygısızlık da yapmam: Belediye başkanı adaylarımız seçim öncesi düşünüp proje haline getirdikleri vaatlerini tamı tamına uygulamış olsalardı; Yozgat şimdi Cennet gibi bir şehir olacaktı !... Ne dersiniz? Ama ne hikmetse bu projeler hep umut olarak kaldı. ( Sözüm meclisten dışarı?)