Bir şiir programı için geçtiğimiz hafta sonu Amasya’ya gittik. Burasını çok eskiden hayal meyal bir görmüşlüğüm vardı. Bu defa program sonrası genişçe gezme ve komşu ili inceleme fırsatımız oldu. Hayretle ve gıpta ile gezdiğimi ifade etmek isterim.

Göreniniz vardır sanırım: şehir Yeşil ırmağın kenarında ve vadi boyunca devam eden dağlar silsilesinin içinde dolambaçlı ip gibi uzanmış vaziyette! Yani Yozgat’tan çok daha sapa ve dağlık. Nerede ise oturumu yok dağlara sıkışıp kalmış diyebilirim. Ağaçlık, eski ve tarihi camileri, han hamam ve medrese- türbe kalıntıları olan bir şehir. Onun için “Şehzadeler Şehri “diye anılıyor!

Belli ki tarihi mekanlar korunmuş ve restore edilmiş. Beyazıt Camii ve külliyesi de dahil bir çok tarihi bina turizme açılmış. Turizm konusunda Amasya çağ atlamış!... Şiir programına birlikte gittiğimiz İsmail Salman hocam benden çok daha fazla hayret etti. Kullandığı ifade Şu“ Bizim okuduğumuz 90’lı yıllarda Amasya da bir turist bile yoktu, yerli- yabancı turist gelmezdi, şimdi ise Amasya’ya turist akını olmuş, çok hayret ettim; Amasyalıları kutluyorum!” diyordu.

Gerçekten de Amasya’ya turist yağıyor: Akın akın kafileler halinde gezen turist gruplarına rastladık. Affedersiniz ağzımız açık kaldı. Amasyalı kardeşlerimize sorduk: “Tarihi ve coğrafi özelliğimizden, Allah vergisi bu” dediler ama biz farklı şeyler gördük...

Tarihi mekanları korumuşlar, restore ettirmişler, şehir müzesi, açık hava müzesi, tarihi kütüphane, il tanıtım müzeleri, medrese ve çile hanelerin aynen korunması, Kaya mezarlarının korunması,il içinden geçen ırmağın değerlendirilmesi ve turizme kazandırılması için oldukça yoğun çaba ve emek sarfetmişler. Doğanın güzelliği koruma adına her imkanı değerlendirmişler. Ve sonucunu da almışlar!..Kuruyan ağacı bile restore edip muhafaza altına almışlar dersem yanlış ifade etmiş olmam.

Camii ve tarihi müzeleri gezerken kapalı bir mekan gördük. Şurayı da gezelim dedim. Tam kapısına geldik dur dediler: kent planı ve görünümü müzesi ücretliymiş? Hocam boş ver çok yer gezdik ücret ödemeyelim gezmiş sayalım dedim. Görevli kardeş yanıma geldi hoş beş muhabbet edince: Yozgatlıyız, Yozgat’tan geldik geziyoruz şehrinizi dedim, tebrik ederim turizm adına çok çalışmışsınız diye de ekledim.

“Durun, durun gitmeyin size ücretsiz müzeyi gezdirelim” dedi ve içeri aldı. Müze içerisinde de açıklamalarda bulundu: “ Bu müzeyi yaptıran Yozgatlı sizin hemşehrinizdi dedi ve Amasya da görev yaptığını söyledi. Tam anlamıyla hayal kırıklığı yaşadık. Bir Yozgatlı bir başka şehirde örnek bir kent müzesi yapımına vasile oluyor?...

Bu müze tamamen Amasya şehir oturumunu dağı taşı ve tarihi mekanları ile temsil eden görsel bir müze olmuş: Amasya’ya kuş bakışı gibi... Yapay ve insan eliyle yapılmış orijinal bir tanıtım müzesi. Tam çıkacaktık ki: “Durun çıkmayın, birazdan gece olacak Amasya’yı gece seyredeceksiniz”dedi. Bekledik ışıklar söndü temsili gece lambaları yandı ve Amasya’ya gündüz öğle vakti gece görünümü geldi!...

Dolaştığımız her yerde akın akın turist kafileleri ile karşılaştık. Tıpkı Konya gibi, Nevşehir, Bursa, Antalya şehirlerimiz gibi Amasya’ya turist yağmış!.. Esnafın birinin ifadesi şu: “Yabancı turistlerden başımızı alamıyoruz!” Bilmem hangi amaçla söyledi bu sözü? Ama biz alındık: Her türlü imkanları olan şehrimiz Yozgat neden bu sektörden nasiplenemiyor ? İşin garip ve tuhaf olanı da bu işte...Amasya’ya turist yağıyor, Yozgat’tan kazara da olsa geçen bile yok!.. Bilmem şimdi biz kime, nasıl, neden sitem edeceğiz? Yozgat’a turist gelmez! Niye... şimdi bu soruyu ben size soruyorum?...Niye gardaş niye, bizim neyimiz eksik ?...