Birlik, beraberlik, kardeşlik, insan ve Müslüman olmanın gereğidir. Şu cennet vatanda kardeşçe yaşamak zorundayız. Bir şeyleri bahane ederek bizi birbirimize düşürmek isteyen fitnecilere fırsat vermemek gerekir. Bu konuda duyarlı olmak zorundayız; birilerinin kaprisi bizim kardeşliğimize zarar vermesin; buna müsade etmeyelim. Ülkesini seven Sağ duyulu insanlar olarak kardeş olduğumuzun farkına varalım.

Cenab’ı Allah Kuranı Kerim’inde buyuruyor ki:
“İçinizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki, onlar herkesi hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler ve kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar, işte felah bulucular onlardır." (Ali İmran Süresi-104)

Bu ilahi buyruk gereği görevimiz insanları iyliğe ve hayıra davet etmektir. Şeytanın görevi ise fesadı fitneyi teşvik edip insanları bir birine düşürmek. Onun için benliği, çıkarcılığı, menfaati ve enaniyeti öne çıkarıyor ve bizi birbirimize düşürüyor. Şeytan: Gıybeti, dedikoduyu ve yalanı kullanıp insanları birbirine düşürür. Bu siyaset olur, makam olur ya da çıkarcılık- bencillik olur?

Gelin Kur’anın mesajına kulak verelim: “Ey insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Siz birbirinizle daha iyi tanışasınız diye büyük büyük cemiyetlere ve küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah indinde en şerefliniz takvaca, ahlakça en üstün olanınızdır. Hakikaten Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır." (Hucurat Suresi-13)

Herkesin bildiği bir gerçek var: dünya hayatı geçicidir; insan da ölümlü... İnsan bu dünyaya görevini tamamlamak ve Allah’a kul olarak kardeşçe yaşamak, iyi bir ömür sürmek ve alnının akı ile de Yaratanına dönmekle görevlidir. Bu gerçeği unutan hayatı beyhude geçirmiş olur ki: bu da insani bir hayat değildir !..

Allah’ın yarattığı birer kul olarak bizler kardeşiz ve aynı soydan Hz. Ademin (as) soyundan gelmekteyiz. Bu gerçeği inkar etmek kendini inkar etmek demektir. İnsanlar arasında fikir, düşünce ve yorum ayrılıklarının olması normaldir. Ancak bu düşünce- duygu farklılığı o kişiyi diğer kişiler ve kardeşler arasında üstün kılmaz. Bunu gönül kırıcı ve düşmanca ifade etmeye kalkışırsak bunun adı da bölücülük olur ki bu da kardeşliğimize zarar verir.

Allahın kulları arasında ayrım, nefret, kin, çekişme olmaz. İslam kardeşliği, birlik ve beraberliği emreder. Bizi yaratan Allah’ın buyruğu da bu yöndedir. Ne yazık ki, İnsanlar arasında fırkalar, ayrımlar, bölünme ve parçalanmalar meydana getirilerek kardeşliğimize zarar vermeye çalışan bölücüler var; var olmaya da devam edecekler. Bu Kardeşliğe yakışmayan bir davranış biçimidir.

Peygamber Efendimiz buyuruyor: "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona yardım etmekten çekinmez, onu hakir görmez, ona hıyanet etmez!...(Eliyle kalbini işaret ederek üç defa) işte takva buradadır! Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor görmesi kafidir!. Bir Müslüman'ın diğer Müslüman üzerine kanı, ırzı ve malı haramdır!.." İşte İslamın, insanlığın ve kardeşliğin özü budur.

Yüce Yaratanın: "Kardeşlerinizi ıslah ediniz, aralarını bulup barıştırınız!..." Emrine uyarak, her birimizin: bölücü değil, birleştirici, ayrıştırıcı değil, bütünleştirici, nifak tohumları ekici değil, sevgi ve kardeşlik tohumlarını ekici insanlar olmak zorundayız. Unutmayınız ki: birlikte huzur ayrılıkta azap vardır...