Süreklilik arz eden zamlar ve hayat pahalılığı gelir seviyesi düşük olan aileleri ciddi şekilde rahatsız ediyor.   
    Toplumda gelir seviyesi yüksek olan bir kesini var, onlar durumlarını korurken toplumun çoğunluğunu oluşturan; düşük gelirle idare etmek zorunda kalan bir kesim var ki onlar oldukça mağdur. Gelir seviyesi yüksek mutlu azınlığa bir şey diyemiyoruz ama emekli diye ifade edeceğimiz kesim hayat pahalılığının altında eziliyor. Bunu görmemezlikten gelmek olmaz.
     Sürekli artan zamları ve hayat pahalılığını devlet frenleyemiyor maalesef. Zamlarla devam eden hayat pahalılığı bir anda dengeleri değiştirdi. işsiz, asgari ücretli ve emekliler bu zamlarla adeta kabuğuna çekildi kaderine terk edildi. İpin ucu da kaçtı zamları frenlemek mümkün olmuyor.
     Çalışan kesime, memurlara ve asgari ücretlilere ciddi bir destek sağlanıp zam oranı yüksek tutulurken EYT ‘illerin de dahil olduğu ve devlete büyük bir yük getirdiği kesimlerle birlikte tüm emekliler düşük maaşla mağdur hale geldi.  
    Bu orantısız ücret dağılımı emekli vatandaşlarımızda ciddi tepkilere neden oldu. Ödenen maaşları yeterli görebilirsiniz ancak günlük hayata yansıyan zamlar durmadığı ve hayat pahalılığı devam ettiği için emekliler mağdur edilmiş oldu. Şuanki tepki devlete ve hükümete küskünlük derecesine ulaştı. Nitekim son seçimler de bunun neticesi görüldü.
     Emekli olup çalışanlarımız var, onlar biraz kendi mağduriyetlerini kendileri telafi ediyor. Ancak yaşlanmış çalışamaz hale gelmiş ve hastalıklarla mücadele eden bir emekli gurubu var ki bunlar gerçekten ihtiyaç sahibi ve mağdur haldeler. Bunların evleri barkları olmayan kesimi yoksulluk sınırının da altında yaşıyor. Hayat pahalılığına bağlı olarak ev kiralarına yansıyan büyük artışlar kirada olan insanlarımızı da oldukça mağdur hale getirdi. 
     Yüksek maaşlı kesim geçim sıkıntısı çekmiyor olabilir. Ancak büyük bir kısmı yaşlı, hasta ve çalışamaz durumda olanlar...   
   İşte asıl mağdur olanlar da bunlar !.. Benim gibi hastalıklarla mücadele eden hastane ve eczane arasında mekik dokuyan insanlar ciddi mağdurlar. Yani bunlar bizim emaktarlarımız, annelerimiz, babalarımız, dede ve ninelerimiz. Eli öpülesi duası alınası büyüklerimiz. Sözün özü: İşte biz onları mağdur ve perişan ediyoruz...
     Devlet babaya diyeceğimiz yok: bizler vatanımızı devletimizi bayrağımızı ve ülkesini seven insanlarız.   
    Diyebilirim ki: toplumun bel kemiği ve can damarı olan insanlar! Zamanında çalışmış yaşlanmış ve bakıma muhtaç hale gelmiş eli öpülesi, duası alınası insanlar. Devletin sıkıntısını da anlıyoruz saygı da duyarız ve devletimizin ayağına taş değsin istemiyoruz... Devletimiz payidar olsun diye de dua ediyoruz.
     Bütün bunlara rağmen belirli kesimlerin maaşı arttırılırken emeklilerin maaşının düşük kalması ve emeklilerin hayat pahalılığı altında eziliyor olması herkesimi rahatsız eder. Paylaşımda eşit, sıkıntıları göğüslemek de eşit olmalı.   
    Tasarruf tedbirleri alınırken gelir seviyesi düşük insanları da hesaba katmak gerekiyor. Bizce asıl fedakarlık yapması gereken guruplar maaşları yüksek ve gelir seviyesi oldukça fazla olan kesimlerdir. 
     Emekliler mağdur edildi ve sıkıntıya düştü. Seslerini duyurmak istiyorlar;
     Devlet baba( hükümet) emeklileri küstürmemeli ve bir an önce gönlünü almalıdır; yeni yılda yeni dönemde emeklinin yüzü gülsün duaları da sizinle olsun diyoruz. Bizler ülkesini seven vatanını canından üstün tutan emektar insanlarız. Diyoruz ki: emekliler bu dönemde de unutulmasın!...