Monşer: -Bir türlü anlamıyorum, Polis bu gün tutukluyor, ertesi günü birkaçını serbest bırakıyor. Adamın suçu yoksa neden tutukluyorsunuz? Adamın suçu varsa neden serbest bırakıyorsunuz?

Odgurmuş: -Güvenlik güçlerinin o kişileri neden tutukladığı konusunda sizin bir bilgimiz var mı?

Monşer: – Yok tabii ama TV’ler bölücü örgüt veya Fetö operasyon soruşturmasından tutuklandılar diye bildirdi.

Odgurmuş: -Tamam, TV’ler öyle söylüyor diye o söylenene göre yapılan değerlendirme yapmak her halde eksik olacaktır.

Monşer-Usta: -Biz TV’ye göre değil de neye göre konuşacağız? Bizim elimizde bilgi ve belge mi var?

Odgurmuş: -Evet, işte; Şimdi siz söylediniz. Asıl konu bu. Bizlerin elinde ne bir bilgi, ne bir belge olmadığı halde konuşuyoruz. Bu yüzden çoğu kez konuşmalarımız hep havada kalıyor.

1-Güvenlik güçlerimiz o kişileri hangi sebebe dayanarak tutukladı, biliyor muyuz? Hayır.

2-Güvenlik güçleri o kişilerin sorgusu sırasında onlardan hangi bilgileri almak istiyordu bunu biliyor muyuz? Hayır.

3-Güvenlik güçleri sorgu sırasında o kişilerden ne gibi itiraflar veya bilgiler aldı biliyor muyuz? Hayır.

4-Güvenlik güçleri bu sorgu sırasında, sorgunun konusu olmayan fakat güvenlik güçleri tarafından önemli görülen yan bilgilere ulaşmışlar sa biz bunları biliyor muyuz? Hayır.

5-Yine, güvenlik güçlerimiz o sorgu sırasında elde ettiği bilgilerle, daha önce tutuklanan hangi guruplarla ilgili ve ilintili olduğunu tesbit ettiğini biliyor muyuz? Hayır.

Monşer: -Bütün bunları benim bilmem hem mümkün değil hem de gerekmiyor herhalde.

Odgurmuş: -Güvenlik güçlerimiz; Her halde sorgu, sorgulama ve bilgi alma konusunda uzmanlaşmış kişilerden faydalanıyordur.

Bir insan nasıl konuşur, nasıl dolaylı yoldan bilgi alınır gibi konuları biliyorlardır. Bu tecrübe ve bilgilerine göre sorguya aldıkları kişilerin suçlu veya suçsuz, hatta kimin örgüt üyesi, kimin sadece taraftar olduğunu anlama kabiliyeti de vardır sanırım.

Ardından;

Sorguya alınan bu insanların sorgusu sonucunda, örgüt çözülememişse, irtibatlar ortaya çıkartılamamışsa o zaman güvenlik güçleri ne yapar?

Monşer: -Ne yapar?

Odgurmuş: -Ne olacak; tutuklulardan bir kısmını bırakır ve takibe alır.

Serbest bırakılan kişi, serbest bırakılmış olmanın rehaveti ile rahat hareket edebilir, etrafıyla veya irtibatlı olduğu diğer örgüt elemanları ile irtibata geçebilir. Telefonla konuşabilir. Toplantı yapabilir.

Dolayısı ile güvenlik güçlerimiz soruşturmayı genişleterek yeni bilgiler elde edebilir, başkaca irtibatlı olanları da ortaya çıkartabilir.

Bütün bunları dikkate almadan, düşünmeden biz ne yapıyoruz? Rastgele konuşuyoruz. Şu neden böyle olmadı, bu neden böyle oluyor diye tenkidlerimizi sıralıyoruz.

Aslında biz; Biraz da şöyle davranmıyor muyuz?

Bütün bu yukarıda ifade etmeye çalıştığımız konuları sanki güvenlik güçlerimiz hiç bilmiyor, hiç tecrübeleri yokmuş gibi davranıyoruz.

Her konuyu kendimiz biliyor, sanki güvenlik uzmanları yerine kendimizi koyarak konuşuyoruz da konuşuyoruz.

Söylediklerimiz doğru mudur, yanlış mıdır? Uygulanabilirliği var mıdır? Yok, mudur demeden kesip biçiyor v hüküm veriyoruz.

Monşer: -Canım biz de herhalde bazı şeyleri biliyoruz, güvenlik uzmanı değiliz ama bunca hayat tecrübemiz var. Senelerdir gazete okuyor TV seyrediyoruz. Neredeyse güvenlik uzmanları kadar da bilgi sahibiyiz. Tabii ki konuşacağız. Sonra ben senelerdir siyasetle dışarıdan hep ilgilenmişimdir.

Odgurmuş: Elbette konuşacaksınız, ama herkes kendi bildiği veya ihtisası olduğu konuda konuşsa daha iyi olmaz mı?

İnsanlar bildiği konuda da, bilmediği konuda da konuşuyor. Bu yanlış bir tutum değil midir?

Monşer: -Yani hiç konuşmayacak, tepkimizi de koymayacak mıyız?

Odgurmuş: Elbette tepkinizi koyacaksınız. Fakat insan bilmediği bir konuda, ihtisas sahasının dışındaki konularda fikir ileri sürerse, ileri sürdüğü konuların ayakları yere basmaz ve iddia ettiği şeyler havada kalır.

Ayrıca; İşin en makul olanı, Herkesin kendi işini yapmasıdır.

Bırakalım siyaseti siyasetçiler yapsın. İdareyi ise idarede görev yapan bürokratlar yapsın. Biz de kendi elimizde ne iş varsa onu yapalım.

Monşer: -Yok, arkadaş, Ben vergi veriyorum konuşurum, herkes her konuyu biliyor de mı konuşuyor. Veya siyasetçiler siyaseti biliyorlar mı da siyaset yapıyorlar.

Seçilip gelmişler, oturmuşlar oraya yiyorlar içiyorlar, devletin imkânlarını çarçur ediyorlar.

Odgurmuş: -Böylesine herkes her konuda konuşur fikir yürütürse bir ilerleme sağlanamadığı gibi bütün işlerimiz Arap saçına döner.

Ayrıca çeşitli sebeplerle içini dışını bilmediğimiz konularda da onu bunu eleştirirsek ne elde ederiz? Hiçbir şey.

Ama konuşuruz de konuşuruz.