Şehit ve şühedanın emanetİ olan kutsal topraklarda şeref ve şanla yaşıyoruz. Bunun kıymetini bilerek yaşayanlara selam olsun. Bu aziz millete, bu şanlı devlete ihanet edip her türlü kirli tuzağı kuranları da Allah kahreylesin!.. Bu millet nice badireler atlattı; biz bu toprakları kanımızla kazandık. Nice destanlar yazdık, nice sıkıntılara göğüs gerdik; Nice engelleri aştık elhamdüllah!..
Malazgirt Meydan Savaşı'ndan sonra Anadolu Türkler'e vatan olmaya başladı. Adım adım karış karış ilerledik ve binlerce şehit verdik. Bu toprakların her karışında kahraman Türk insanının kanı ve alın teri vardır. Biz bu topraklara şan verdik, şeref kattık. Adaletin ve insanlığın en güzel örneğini yaşadık, yaşattık. İnsanlığın ve adaletin mührünü şerefle şanla vurduk bu topraklara...
İstanbul’un fethi tarihi bir zafer, Çanakkale Savunması da tarihi bir destandı. Bu destanı yazan kahramanlar bizim atalarımız, bizim dedelerimizdi. Birinci Dünya Savaş'ı Türk Milletine kurulan hain bir tuzak oldu. Bu tuzağı göremeyen basiretsiz yöneticiler milleti tuzağın içine çekti ve Osmanlı Devleti bunların ihaneti ile yıkıldı.
Almanya güya o günlerde saf ve masum dostumuzdu. Dost olmadıklarını zaman gösterdi. Hasta ilan ettikleri Osmanlı Devletine sırtlanlar gibi saldırarak koca devleti yıkıp parçaladılar. Anadolu'yu işgale koyuldular. Cihan’a hükmeden koskoca Osmanlı Devletini parçalayıp böldüler. Zaten de amaç parça parça edip Türk Milletini Anadolu’dan atmaktı.
Bu tehlike karşısında kahraman Türk Milleti şah damarına dokunulmuşcasına ayağa kalktı. Yeni bir destan yazmaya ve şehir şehir savunmaya geçti. Kurtuluş Savaşını başlattı. Bu yeniden dirilişin ve ayağa kalkışın destanıydı. Inanılmazı başardık, yoklukla yoksullukla mücadele edip tırnaklarımızla kazandık ve Yeni Türkiye Cumhuriyetini bu azimle bu cesaretle ilan ettik. Zaferin ve azmin sonucu olarak bağımsızlığımızı tüm dünyaya haykırdık.
Cumhuriyet sonrası her alanda ciddi bir kalkınma hamlesi başlatıldı. Ancak bu ülkede kirli emelleri olan hainler susmadı yeni planlar kurmanın gayretine düştüler. Kesintiler, darbeler, siyasi krizler ve ekonomik kaoslarla bizi dize getirmek için tüm güçlerini seferber ettiler. Öyle ki; siyasi ayrılıklar düşmanlığa görüş farklılıkları ihanete çevrildi. Üç kuruşa bizi muhtaç edip köleleştirmek istediler. Ihanet planları bitmedi; bitmesini de istemiyorlardı.
Türk Milletine düşman olan güçler şunu da çok iyi biliyordu. Bu milletin birlik ve beraberliği yok edilmeli; elindeki kutsal kitabı alınmalı, ya da tahrif edilerek din üzerinden vurulmalıydı. En son bu ihaneti de devreye koydular. Içimizden bir hain bulup onu geleceğe hazırladılar. En saf en masum ve en zeki yavrularımızı okullarına kaydedip beyinlerini yıkadılar. Bir robot gibi yetiştirdiler. Her alanda kullanılmaya hazır hale getirdiler.
Malumunuz olunduğu gibi 15 Temmuzda beynimize balyoz gibi darbe girişimi inmeye başladı. Bağımsızlığına düşkün olan ve esareti kabul etmeyen bu şerefli aziz millet 15 Temmuzda yeni bir destan yazdı. 15 Temmuz saldırısı asla hafife alınacak bir hadise değildi. Başarılı olsalardı kaleler yıkılacak dar ağaçları kurulacaktı ve ülke kan gölüne çevirilecekti. Belki bir değil on parçaya bölünecek, Anadolu’dan atılacaktık ve ülkemiz yeniden işgal edilecekti.
Türkiye Cumhuriyeti 15 Temmuzda ciddi bir yara aldı ama yıkılmadı, yıkılmayacak Allahı’ın izniyle. Ihanet bitecek mi? Sanmıyoruz; bitmeyecek ama biz güçlü olursak, bir ve beraber olursak, kardeş olursak bunu başaramayacaklar. Çünkü gideceğimiz başka Türkiye yok. Ülkemize, devletimize, bayrağımıza, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmak zorundayız!..
Türkiye Cumhuriyeti daha güçlü olmalı ve Türk dünyasının umudu olarak devam etmeli. Sadece Türk ve İslam dünyasının değil tüm insanlığın umudu olduğumuz unutulmamalıdır. Insanlık bu aziz milletin adaletine ve şefkatine muhtaçtır. Uyanmak, ayağa kalkmak, bir ve beraber olmak zorundayız. Güçlü ve büyük Türkiye hedefimiz olmalı. Insanlık Türk- İslam medeniyetinin kutlu eline muhraç. Her türlü ihanete rağmen biz, bir ve beraber olmak zorundayız. Hedef: şahıslar değil; asıl hedef Türkiye Cumhuriyeti'dir uyanık olalım ve bu gaflete düşmeyelim!..
Seçim, siyasi farklılıklar ve görüş ayrılıkları bir zenginlik olup düşmanlık vesilesi olamaz. Kardeş olmak kucaklaşmak seçimden sonrada bu ülkede kardeşçe yaşamak mecburiyetindeyiz. Bizi birbirimize düşman etmek isteyen tuzak, hainlerin tuzağıdır. Bu tuzağa düşmeyeceğiz ve kardeşliğimizin bozulmasına asla müsade etmeyeceğiz. Seçim bir yönetim tercihidir; tercihimizi yapıp yine kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Birilerinin tuzağına düşmeyeceğiz, ülkemize ve kardeşliğimize sahip çıkacağız. Selam olsun ülkesine ve kardeşliğe sahip çıkan şerefli- onurlu insanlara !..