Cami sözcüğü “Cem olma-toplanma” anlamındadır. Cami: Yüce dinimiz İslama iman edenlerin toplanma mekânlarıdır. Türk-İslam kültüründe de büyük öneme haiz olan bu mekanlara ecdadımız çok büyük değer vermiş, kurdukları külliyelerle camileri ölümsüzleştirmişlerdir. Ecdadımızın en görkemli tarihi eserleri de camilerimizdir.

Medine’ye göç eden Sevgili Peygamberimiz ilk iş olarak bir mescid inşa ettirmiş; bizzat kendisi de bu mescide taş taşıyarak cami ve mescit yaptırmanın kutsal olduğunu anlatmaya çalışmıştır.

Bugün halen Medine’de yer alan Mescidi Nebi, Müslümanların en büyük toplanma mekanı olarak Peygamber Efendimizin hatırasını yad etmektedir. Caminin önemine ve kutsallığına inanan ecdadımız gittiği her yere cami ve mescid yaptırarak peygamber emanetini yaşatmaya çalışmışlardır.

Sevgili peygamberimiz: “Evinde güzelce abdest alıp camiye giden kimse Allah’ın ziyaretçisidir. Ziyaret edene Allah ikramda bulunacaktır.” buyurmuşlar ve camileri Allah’ın evi olarak nitelendirmişlerdir. “Bir kimse evinde güzelce temizlenir de Allah’ın farzlarından birini ifa etmek için mescitlerden birine giderse, attığı adımlardan biri günahlarını siler, diğeri de onun derecesini yükseltir” buyuran efendimiz cami yolunu da kutsal hale getirmiştir!..

İslam kutsal ve şerefli bir dindir ona hizmet edenler de bu şerefe layık olan insanlardır!.. 1 Ekim- 8 Ekim tarihleri arası camiler ve din görevlileri haftası olarak kutlanıyor. Camii ve din görevlileri yüce dinimizi temsil eden mekan ve kişiler olarak gönüllerimizde yer etmiş olan kutsal mekanlar olup; din görevlisi hocalarımız da muhterem- saygıya layık insanlardır.

Camileri külliye ve vakfa dönüştüren atalarımız görkemli mimari eserlerle inançlarını ebedileştirmişlerdir. Dünyanın bir çok yerinde kurulmuş olan bu camiler Müslümanların toplanma mekanları olarak yer almaktadır. “Namaz dinin direğidir” buyuran Peygamber Efendimiz cemaatle camiyi bütünleştirmiş, cemaate devamı şöyle ifade etmiştir: “Cemaatle kılınan namazın sevabı, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha fazladır (faziletlidir).”

Müslümanların inanç abideleri ve iman kaleleri olarak bilinen camilerimiz tarihe meydan okuyan görkemli mekanlar olup; camileri güzelleştiren ve şenlendiren de içinin cemaatidir. Camilerimizi mahzun ve garip bırakırsak bizler de garipleşir ve yalnızlaşırız. Peygamber emaneti olan, camilerimiz bizim göz nuru şeref tablosu olan mabetlerimizdir.

Bugün itibariyle her İslam beldesinde dikkat çeken bu tarihi yapılar süslemesi, ihtişamı, mimari görünümü ile günümüz insanını da hayrete düşüren bir şaheser konumundadır. Böylesine güzel, önemli ve kutsal bildiğimiz iman ve inanç kalelerini: Ramazan-Cuma, bayram ve kandil geceleri dışında mahzunlaşıyor garip bırakıyoruz!.. Bizler; iman etmiş insanlar olarak buraları koruyup şereflendirmek zorundayız. İman kalelerimiz olan camileri mahzun bırakırsak; Rabbim de bizi mahzun bırakır!..

İslam birlik ve kardeşlik dinidir.
Camiler toplanma, görüşme, karar alma, buluşma, Allah’a yakınlaşma ve dini eğitim alma mekânları olarak yaşatılmalı, saygı gösterilmelidir. İslam cemaat dinidir; din adamları da yaptıkları görev itibarıyla saygın insanlardır.

Yüce dinimizi icra eden örnek ve saygın hocalarımıza değer verip sahip çıkmak da biz Müslümanların görevidir. Bu vesileyle camiler ve din görevlileri haftasını kutluyor yüce dinimizin temsilcileri olan hocalarımıza da saygılarımızı sunuyoruz. 1-8 Ekim: Din görevlileri ve Kutlu Doğum haftası hayırlı olsun!.. Rabbim uyanmamıza ve İslama daha sıkı sarılmamıza vesile kılsın inşallah!...