Kadına şiddet, kadın cinayetleri gün be gün artıyor. Hala elle tutulur gözle görülür bir kanun çıkmadı.
Kadını ne kanunlar, ne devlet koruyamıyor, kadın tutunamıyor sığınamıyor. Yıllar önce Duygu Asena’nın kitabının adı gibi kadının adı yok. En son Emine Bulut için ayaklandık sesimizi çıkardık, Emine Bulut’un ardından kadın cinayetleri devam etti. Hem de hız kesmeden çocuğunun gözlerinin önünde öldürülen Emine Bulut ilk değildi sonda olmadı.
Bir kaç hafta sonra yerel gazetelerde okuduğum dikkatimi çeken bir haber vardı. Sibel Köse, 34 yaşında Yozgatlı. Keşke her şiddet gören kadına el uzatabilsek ama Yozgatlı olduğunu duyunca daha çok sahiplenmek, sesi olmak istedim. Hem şaşırdım hem üzüldüm. Sibel kocasından boşanmak istiyor ve zulmünden kaçıp Manisa’ya arkadaşının yanına gidiyor çocuklarını da yanında götürüyor eşi arkadaşının evini basarak pompalı tüfekle Sibel’e ateş ediyor.
Sibel bir bacağını kaybediyor ve bu olay 13 yaşındaki oğlunun gözlerinin önünde oluyor. Sibel’e ulaştım, geçmiş olsun dedim geçmeyeceğini bile bile. Yaşadığı vahşeti soramadım hastane sürecini anlattı, resimlerini attı bakamadım. Yaşıyordu çocuklarının başındaydı ama bir uzvu yoktu.
Bakıma muhtaçtı, şanslıymışsın diyemedim. Zaten arkadaşıma çocuklarımla yüktüm şimdi daha da yük oldum dedi. Kitapları varmış Sibel’in. Kitap yazıyormuş.. Şimdi Devletin bağlayacağı engelli maaşını bekliyor. Maddi-manevi desteğe ihtiyacı var. Bu bir olay değil, bu bir vahşet, bu bir canilik.
Ben buradan Sibel’in sesi sözü olmak istiyorum. Bütün kadın kuruluşlarına derneklere sesleniyorum. Sibel’in bize ihtiyacı var, bir kadın olarak değil, bir insan olarak bu hepimizin yükü olmalı. Sibel’in bize ihtiyacı var diliyorum ki o cani en ağır cezayı alsın. İleri ki süreçte protez bacak için uğraşacağız.
Hayatına kaldığı yerden devam etsin, güzel günler görsün, gücünü evlatlarından, yaşam sevincinden alsın. Her daim yanındayız Sibel. Yarım bir kadın değil, olmayacak da. Biz desteklerimizle onu bütün yapacağız. Saracağız, sarmalayacağız, kollayacağız. Yeni bir sayfa, yeni bir hayat başlıyor. Tek bacağıyla koşacak, düşerse biz tutacağız. Yürüyecek, engele takılırsa hep birlikte atlayacağız. Allah onu evlatlarına bağışlamış onları da Sibe’le yaşasın, başı dik, alnı açık, gücüne güç katan kadınlar.
Canım arkadaşım Derya’nın babası. Gülaylar İlköğretim Müdürü canımız Selahattin Amcam. Şakacı, esprili, güler yüzlü, her zaman oğlu Alper abinin dükkanının önünde oturup gazete okurken, rastlardım. Ona öyle kaptırırdı ki kendini gazeteye geleni geçeni görmezdi. “Yozgatlı Çocuklar Üşümesin” projemi yaptığım ilk yılda yolda karşılaştık projemi duymuş “bizim okula da gelir misin” dedi. Seve seve dedim, çocukların beden ve ayakkabı numaralarının listesini istedim. Tamam dedi, iki gün sonra özenle hazırlamış, altına imzasını atmış, her projemde yanımda olan destekçim olan Zafer Amcam. Zafer Özışık, Gülaylar İlköğretim Okulunun sponsoru oldu. Bizde bot ve montları alıp götürdük bir kaç gün sonra. Bizi kapıda karşıladı, nasıl mutlu oldu, her seferinde Zafer amcaya dua etti. Çayını içtik ama yerinde oturmuyordu bot ve montları oda bizimle taşıyordu. Keşke her müdür senin gibi olsa, babacan olsa, dedim “yok canim” dedi. Tevazusunu gösterdi. Geçen günlerde rahatsızlandı Selahattin amca. Yoğun bakım servisinde uyuyor. Benim umudum var, uyanacak.
Dualarımız onunla. Derya, sosyal medyaya babalar kızlarını bu kokuşmuş dünyada yalnız bırakmazlar, yazmış. Okuyunca çok duygulandım. Güçlüdür o, evlatlarını ve öğrencilerini bırakmaz. Kış geliyor,r Selahattin amcacım sen razı olmazsın öğrencilerinin üşümesine el vermez vicdanın gönlün hadi uyan yine liste hazırla bana. Kendi elinle giydir onları. Herkesin sana ihtiyacı var, hem öğrencileri alıp Zafer Türk Mutfağında Zafer Amcanın misafiri olacaktık. Planımız, projemiz çoktu seninle. Bir an önce uyan ki uyanmanın sevincini yaşayalım. Çocuklarla yemek yerken mutluluk yemeğimiz olsun aramıza dönüşün. Gülelim, kutlayalım, biz bekliyoruz aç gözlerini. Sen sevmezsin yatmayı uyumayı biz alışkın değiliz. Senin böyle yatmana uzun uyumalarına eşin evlatların torunların, dostların. Akrabaların seni bekliyor. Daha güzel günlerini, göreceksin. Torunlarının en başta Derya’nın mezuniyet fotolarında, doğum günü fotoğraflarında, düğünde, bayramda hep yanlarında olmalısın. Hadi aç gözlerini bu dünya senin dünyan değil biliyorum ama uyan lütfen uyanmalısın biliyorum uyanacaksın biz sabırla bekliyoruz.