Ona göre mi,
Buna göre mi,
Şuna göre mi?
Kaygılarını Yozgat’tan yana bina edenlerin temelinde bozukluk yok.
Ama mevzu şahsi menfaatler üzerine kurulunca yazdıklarınız, söyledikleriniz, konuştuklarınız, hatta politikanız kişiye özel olmalı.
Kişiye özel yaşıyoruz MAALESEF.
Belki de Yozgat’ın en önemli problemlerinin başında bu geliyor.
Talepler, beklentiler, hayatlar, hayaller kişiye özel.
Zamanla kişiye özel yaşantı beklentileri de şekilleniyor.
Kişiye özel siyaset zamanla bakış açımızı da kişiye özel yapıyor.
Kişiye özel siyaset, siyasetçi için partimden önce ‘ben’i ön plana çıkarıyor.
Önce ben, sonra yine ben daha sonra yine ben siyaseti çıkıyor karşımıza.
Siyasetçideki benlik kamuda koltuk koruma kaygısına düşüyor.
Sus pus olmuş bürokrat profili çıkıyor ortaya. İdealler yerine kişiye özel koruma mekanizması çıkıyor ortaya.
Kimi zaman da kişisel özel politikaları mecburiyetten çıkar ki, onu da ayrıca konuşalım.
Kişiye özel Yozgat profili, ister istemiz basın sektöründe de kendini gösteriyor.
Evvela kişiye özel haber beklentisi, yazı ya da görsel haber beklentisi çıkıyor ortaya.
Sadece beni gören, beni duyan ve duyuran, bana yaraşır bir basın sektörü.
Benden olanı yazan, benden olandan başkasını hiç sayan bir basın modeli.
Kişiye özel durumlar, devamında kutuplaşmayı doğuruyor ki, en tehlikelisi ve şuan Yozgat’ın içinde bulunduğu girdabın ta kendisidir.
Hülasa Yozgat’tan 50 yıl evveliyatında da durum böyle imiş, bu gün de maalesef süreç bu şekilde işliyor.
Kişiye özel Yozgat, Yozgatlı’ya değil kişiye menfaat sağlıyor.
Ufku açık,
Siyasette herkesi ve kesimi kucaklayan,
Ticarette kabuğunu kırmış,
Kamuda özgün, devlet kural ve kaidelerinin işlediği bir Yozgat için kişiye değil tüm şehre, ilçeleri, beldeleri, köyleri, hatta mezra ile tüme hitap eden bir Yozgat politikası.
O yüzden diyorum ki, kişiye özel basın, kişiye özel gazete, kişiye özel yayın bir müddet sonra her gün aynı yemeğin yenildiği sofraya benzer, bunda da kimsenin karnı doymaz.