Yerel yönetimlerde kaynak ne kadar fazla olursa olsun amaç, gaye, düstur; hizmet ise dünyanın kaynağı olsa yeterli gelmez!
     Paranın sınır tanımadığı İstanbul, Ankara gibi devlet bütçesine sahip belediyelerin hem devasa bütçeleri hem de borçları olur!
     Hal böyle iken Türkiye’nin ortasında bir Anadolu şehri olan Yozgat’ta kaynak probleminin yaşanması normal midir, normaldir! 
     Normal olmayan tarafı başkanları cephesi…
     “Mazeret” denilen o derin kavram hiçbir belediye başkanına ‘kaynak problemi’ gibi bir ifade şekli vermiyor. 
     Yani ‘Kaynak yok’ mazereti, bile isteye belediye başkanı olmuş şahsın hakkı olmaz, olamaz! Hal böyle iken Türkiye’de Yeniden Refah Partili tek il belediye başkanı olan Dr. Kazım Arslan’ın ‘kaynak problemi’ni çözmesi ile bir matematik profesörünün uzun süredir çözülmeyen matematik sorusunu çözmesi aynı şey!
     Son açıklamasında belediyenin hem işleyiş sistemi hem projeleri hem de ekonomik yapısı hakkında bilgi verdi. Daha önceki görüşmelerimizde SGK, Vergi gibi ayak bağı olan borçlarla diğer acil borçlara dair çözüm reçetesi bulduğundan bahsetmişti.
     Yozgat Belediye Başkanı olması hasebiyle ilçe belediyelerinin bir değil on adım önünde olma kesin çözüm üreten hamleler yapma sorumluluğu olan bir belediye başkanı Dr. Kazım Arslan.
     Bütçe problemini tam anlamıyla olmasa da belediyeye nefes aldıracak kadar çözüm üretmiş olması Yozgat Belediyesi’ni Türkiye’nin diğer belediyeleri arasında da öncelikli hale getirecektir.
     İktidardan olmayan bir belediye başkanının kendi meclisinde kendi bütçesini yapıyor olması, bunu yüzde 50’nin üzerinde bir başarıyla gerçekleştirebilmesi belediyelerin özgün yapılanması adına oldukça önem arz ediyor!
     Bu gerçek, milletin güçten değil de hizmet edecek isimlerden yana tercih yürütme iradesine güç katacak!
     Hal böyle iken ilçe hatta belde belediye başkanlarının kaynak, bütçe, bürokratik engel gibi mazeretlerle halkın huzuruna çıkmasını kabullenilir bulmuyorum.
     Bir belediye başkanı zorluk yaşayabilir, mevcut nüfusu, bir önceki başkanın bıraktığı yıkıntılar ve borçlar altında da kalmış olabilir.
     Her şeye rağmen tüm bu gerçekler o başkana hizmetten uzak, sadece mazeret üreten bir model olma hakkı tanımıyor. Yerel seçimlerden sonra borç mazeretine sığınan başkanların söz hakkı bulunmadığını yüksek sesle dile getirmeye çalıştım. 
     Bundan sonra da sürecin yakın takipçisi oluğumuzu belirtmek istiyorum.
     Kaynağı hunharca, gelişi güzel, hesapsız-kitapsız bir şekilde hoyratça harcayanlara da sözüm olsun!
     Kaynakları hizmet yerine farklı yerlere aktarmak, sosyal medya üzerinden algı üretmekten öteye gitmek başlarını gömdükleri kumdan kalanları gizlemeye yetmiyor.
     Neyse mevzu basit; borç başkan için mazeret değil aşılması gereken bir engeldir!