Gıybet, din kardeşinin işitince üzüleceği bir kusurunu arkasından söylemektir. Yâni belli bir müminin ayıbını, onu kötülemek için arkasından söylemek gıybet olur. Meselâ, bedeninde, nesebinde, ahlâkında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde bulunan bir kusur arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Kapalı söylemek, işaret ile hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de, hep söylemek gibi gıybettir...
Gıybet, aileleri parçalar, toplumları çökertir, cemiyetleri felakete sürükler. Zinadan daha büyük günah olduğu hâlde, çok kolay işlenen bir günahtır. Bugün bu afet maalesef hem erkekler hem de kadınlar arasında salgın hâle gelmiştir.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmin Hucurat sûresi, 12. âyet-i kerîmesinde, sû-i zandan kaçınmayı emretmekte, birbirini çekiştirmeyi menetmekte, gıybeti ölü kardeşinin etini yemeye benzetmektedir...
Gıybet yapılırken, orada bulunan kimse, korkmazsa, söz ile; korkunca, kalbi ile reddetmezse, gıybet, günahına ortak olur. Sözünü kesmesi veyahut kalkıp gitmesi mümkün ise, bunları yapmalıdır. Eliyle, başıyla, gözüyle menetmesi kâfi gelmez. Açıkça “sus” demesi lâzımdır.
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Kıyamet günü, bir kimsenin sevap defteri açılır. ‘Yâ Rabbî! Dünyada iken, şu ibadetleri yapmıştım. Sayfada bunlar yazılı değil’ der. ‘Onlar, defterinden silindi, gıybet ettiklerinin defterlerine yazıldı’ denir.”
“Kıyamet günü bir kimsenin hasenat defteri açılır. Yapmamış olduğu ibadetleri orada görür. Bunlar seni gıybet edenlerin sevaplarıdır, denir.”
Hazret-i Mevlânâ’ya, bir kimsenin kendisini gıybet ettiğini söyleyince, ona şu haberi gönderdi: “Duydum ki beni gıybet etmişsin!.. Yüzüme söylemekten kaçmışsın! Benim gibi bir acizden korkmuş; fakat Allahü tealadan korkmamışsın!”
* * *
İnsanı gıybet etmeye sürükleyen sebepler çoktur.
Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Ona karşı düşmanlık, yanında olanların fikirlerine uymak düşüncesi, sevilmeyen bir kimseyi kötülemek, kendisinin o günahta bulunmadığını bildirmek, kendinin ondan üstün olduğunu bildirmek, haset etmek, yanında bulunanları güldürmek, şakalaşmak, onunla alay etmek, ummadığı kimsenin haram işlemesine hayretini bildirmek, buna üzüldüğünü, ona acıdığını bildirmek, haram işlediği için onu sevmediğini bildirmek...
Gıybet etmenin kefareti, üzülmek, tövbe etmek ve onunla helâlleşmektir. Pişman olmadan helâlleşmek, riya olur, ayrı bir günah olur...
Cenâb-ı Hakk, cümlemizi gıybet günahından muhafaza eylesin...