Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi, gençlerdeki ahlaki çöküş ve dijital dünyanın etkileri üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
1980'ler ve 1990'lar çocukları, disiplinin baskın olduğu, sevginin gösterilmediği ve dijital dünyanın henüz hayatımıza girmediği bir dönemde büyüdüler. Ancak bu nesil, sevgisiz büyümüş olmasına rağmen ne ebeveynlerine, ne öğretmenlerine, ne de otorite figürlerine karşı saygısızlık yapmayı normalleştirmedi. Sevgi eksikliği vardı ama saygı eksikliği yoktu.
Bugünün Gençliği: Ahlaki Yargıların Zayıflaması
Günümüzde ise gençler, ebeveynlerine sevgilisiyle yaşadıklarını anlatmakta, baba yanında giyim kuşam adabını umursamamakta, seviyesiz şakalar yapmakta ve anne-babaya hakaret etmekte sakınca görmüyor. Aile kurallarını özgürlük bahanesiyle hiçe sayan bu tutumlar, yeni nesil arasında giderek normalleşmiş durumda.
Peki, gençler nasıl bu hale geldi? Müjde Yahşi’ye göre, dünün sevgisiz büyüyen çocukları olarak bizler, bugünün ebeveynleri olduk. Çocuklarımızın sevgisiz büyümemesi için elimizden geleni yaptık; yaşamadığımız her şeyi, içimizde ukte kalan ne varsa çocuklarımız yaşasın diye çabaladık. Oysa üzüntü de bir duyguydu, normaldi ve gerekliydi.
Dijital Dünyanın Etkisi: Gerçeklikten Kopuş
Dijital dünya, çocukları gerçek dünyadan koparıp sınırsız ve kontrolsüz bilgiye erişim imkanı sundu. Bu süreçte sapkın kişilerle tanıştılar, şiddet ve cinsel içerikli oyunların ana karakterleriyle özdeşleştiler, ahlaksız fenomen sayfalarını takip ettiler. Tüm bu unsurlar, gençlerin yeni normali haline geldi.
Yahşi’ye göre dijital dünyanın etkisiyle ahlaki yargılar ve manevi değerler hızla kayboluyor. Kişilik ve kimlik gelişiminde bozulmaların temel nedeni ruhsal doyumsuzluk. Ruhsal doyum ise ahlak ve değerler olmadan sağlanamaz. Bu noktada ailelerin ve toplumun atacağı adımlar, geleceğin daha sağlıklı bireyler yetiştirilmesinde kritik öneme sahip.