Serbest Ekonomik model başlayalı fiyatları kontrolümüzde tutamıyoruz. Şu malı kaça aldın, kaça satıyorsun diyemiyoruz. Sadece malın kalitesini ve gramajını ölçüp kontrol edebiliyoruz. Böyle olunca da Serbest Ekonomi kontrol edilemez durumuma geliyor. Kaça alırsan al kaça satarsan sat umurunuzda değil noktasındayız vesselam!.. Bu da ekonomide önemli bir sorun?
Pandemi dönemi ile başlayan ekonomik kriz deprem ve seçimler sonrası kendini net olarak göstermeye başladı. Seçimlerde bunu önemsemedik ama seçimler sonrası fahiş fiyatlar ortalığı talan etti!.. Ekonomimiz yerle bir edilmiş duruma geldi. Sevindirici ve umut verici haberlerin ne yazık ki zevkini çıkaramadık. Bir anda ekonomik krizin ortasına düşüverdik!..
Zaten pahalı olan hayat iyice çekilmez hale geldi! Karaborsacıların ve üç beş marketin elinde oyuncak olduk. İstedikleri gibi Fiat belirliyorlar istedikleri gibi satıyorlar. Kalite düşüyor gramajlar azalıyor ama fiyatlar sürekli
artıyor. Artık vatandaş canından bezer hale geldi. Nedense bu konuya bir çözüm getirmekte zorlanıyoruz?
Aklımın ermediği ve vicdanımın kabul etmediği ve ahlaken de dürüst bulmadığım bir konu da tezgahtaki malın üzerine sürekli zam yapılıyor olmasıdır. Müslüman ve onurlu tacirlerin uzak durduğu- kaçındığı bu konu şimdiki insanımızın dört elle sarıldığı çözüme dönüştü. Yani malı çok al depola zam gelinci sat kar et?.. Neden? Atakta kalamıyoruz hikayesi... Karaborsacının da toptancının da güya gözü açık asnafında uyguladığı bir yöntem haline geldi bu... Kimse helal mi haram mı, dürüstlük mü orasını düşünmüyor? Amaç kazanmak. Tamam da alıcı ne olacak: Atta kalanın canı çıksın !..Bu günümüzün ekonomik anlayışına dönüştü. Alanda memnun değil satanda!..
Asıl konumuz fiyatların frenlenemez olmasıdır. Zam zulmü diye ifade ettiğim bu konu gerçekten de garip gurabaya fakir fukaraya yapılan zulme dönüştü. Çok adaletsiz çok garip ve çok dehşetli bir durum bu?.. İnsanımız artık zorunlu ihtiyaçlarını alıyor zaruri ihtiyaçlarını dahi frenliyor. Sebze meyve ve temel gıdalar adeta her gün zam yiyor, fiyatlar şişiriliyor! Uçuk ve ucube fiyatlarla insanımızla birileri dalga geçiyor ? Satıcı esnaf da bu durumdan rahatsız olduğunu ifade ediyor.
Bu rezalete kim nasıl ve ne zaman dur diyecek bunu kestirmek zor. Seçim öncesi pandemi dönemi ile başlayan Fiat artışları şimdilerde astronomik rakamlara ulaştı. Şurda şu ucuz diyebileceğiniz yer ve mekan yok artık. İşsizler, Emekliler ve dar gelirliler bu fahiş fiyatların altından kalkamaz hale geldi. Zaten de insanımız gönül huzuru ile alış verişte yapamıyor !.. Bunun vebal ve sorumluluğu insanı iflah ettirmez!..
Türkiye ekonomik değerleri olan güçlü bir ülke; zenğin ve verimli topraklarının yanı sıra yeraltı madenleri ve rezervleri ile zengin olan bir ülke olmasına rağmen bu sıkıntıyı yaşaması kabul edilir bir konu değildir. Zenginimiz çok zengin fakirimiz de çok fakir; Arada bir uçurum söz konusu? Adil olmayan bir sitem ve paylaşım var. Sıkıntı işte burada... Adaleti sağlamakta ve ekonomiyi kontrol etmekte zorlanıyoruz.
Tasarruf tedbirleri dendi sadece lafta kaldı; devlette ciddi tasarruf tedbirleri başlatılmadı. Maaş adaletsizliği giderilemedi. Üretim artırılıp üretici yeterince desteklenip de üreticiye sahip çıkamadık. Aracı, tefeci ve karaborsacıyı bir türlü engelleyemedik. Alt ve üst kesim arasındaki ekonomik durum büyük bir uçuruma dönüştü !..
Gerçekten de bu durum önlenemez mi? Kesinlikle önlenir ve ülke ekonomik sıkıntıyı atlatır. Ama ciddi ve adil adımlar atılırsa bu mümkün olur...Ülkenin tüm ekonomik değerleri harekete geçirilmeli, tasarruf tedbirleri acımasızca her kurum ve her kesimde uygulanmalıdır. Eşit ve adil bir paylaşım sağlanmalı, vatandaşa güven verilmeli ve fedakarlık top yekün olmalıdır... Yani Milli bir seferberlik başlatılmalı. Ancak böyle kurtuluruz bu çıkmazdan. Önce devlet adamlarımız bu işi sıkı tutmalı ve onlar bu fedakarlığı başlatırsa gariban kesimde seve seve bu seferberliğe katılır ve ülke içinde bulunduğu bu ekonomik sıkıntıyı atlatır inşallah. Yoksa siyasetçinin ve zenginimizin yapmadığı fedakarlığı gariban kesim yapamaz, yapsa da faydası olmaz. Bu iş bizim için ekonomik anlamda Kurtluş Savaşımızdır bunu asla ihmal edemeyiz !..