İnsan yaşadığı çağda huzurlu olmak istiyor. Barış ve huzur içinde yaşamak insan olan herkesin hakkıdır.
Bu hakkı kimse elimizden alma hürriyetine sahip değildir; bu zalimlik ve çağ dışılık olur. Bizi yaratan Allah kimseye böyle bir ayrıcalık hakkı vermemiştir. Savaşlar ve katliamlar cani sadist- bencil yöneticilerin işidir. Onların hiç biri ebedi kalalıcı olmadıkları gibi hayat boyu da lanetle anılmışlar, lanetle anılmaya da devam edilecektir.
Tarihde insanlığa huzur ve mutluluk veren devlet ve hükümdarlar olmuştur. Onların başında Türk Milleti gelir. Allah’ın peygamberi Hz. Muhammed (as) döneminin en adil en huzurlu devlet başkanıydı. Ortadoğu’ya huzuru ve barışı getirmiş, insanlığın iki cihanda da mutlu olabilmesinin yollarını öğretmişti. Halifeler döneminde de bu huzur ve barış devam etti.
Taht ve hakimiyet kavgaları devam etmiş olsa da bu huzuru dünya taşıyan Osmanlı İmparatorluğu oldu. Hüküm sürdüğü topraklarda adaletin, insanlığın barışın ve huzurun teminatçısı oldu. Ecdadımız ahlak ve hürriyette öncü olduğu gibi bilim ve kalkınmada da öncü olmuştur. Zalime dur diyen zulme boyun eğmeyen güçlü dirayetli bir devlet olarak çağlara hükmetmiştir.
Bu hususu batılı gezginciler ve yazarlar hatıralarına taşımışlar ve övgü ile söz etmişlerdir atalarımızdan... Türk Milleti de öyle adaletin hoşgörünün ve insanlığın timsali olmuştur tarih boyunca!
Batı demek barbar demektir. Çevirin tarihlerini insanlık katilidir Avrupalı! Biz değil tarihi gerçekler bunu yüzlerine haykırıyor. Yahudilerin- hristiyanların tarihi katliam ve zülümlerle doludur. Biz uydurmuyoruz bunu tarihi gerçekler yüzlerine çarpıyor bu gerçeği. Batının barbarlığını belgeleyen yüzlerce binlerce katliam örnekleri vardır. Batının şımarık çocuğu Yahudi ve Ermeniler katliamla zulümle yad edilirler kaynaklarda...Ülkemizin doğusunda yapılan Ermeni kıyım ve katliamlarını unuttuk mu sanırsınız?..Ya da besleyip büyüttükleri katliamları ile gurur duydukları terör örgütlerine ne dersiniz? Avrupalı hiç bir dönemde insanlığa huzur ve barış getirmemiştir; bu bir tarihi hakikattır, belgeleri de tarihi kaynaklarda mevcuttur.
Günümüze gelince aynı zihniyet insanlığı tehdit etmeye devam ediyor. Ortadoğu da, Bosna da, Karabağ’da, Suriye de, Afganistan da, Kırım- Kafkasya da, Doğu Türkistan da, Hindistan’da, Irak da ve Filistinde yapılan insanlık dışı katliam ve zülümler günümüzün vahşet belgeleri değil mi? Var mı huzur, var mı bi güven ve çağımıza uygun bir yaşam? Yok neden aynı zihniyetin çağımıza hükmetme despotluğu ve bencilliğidir.
Bu noktada deriz ki: ister kabul etsinler isterse reddetsinler: Huzurun kaynağı ve adresi Türkiye’dir, Türk Milletidir!..
Bugün Anadolu’da her cins ve her millet barış, güven huzur içinde yaşıyor mu yaşıyor. Yaşamıyoruz diyen nankörlük eder. Hatta daha fazlasını söyleyim: içimizdeki yabancı ve azınlıklar bizden- Türklerden daha huzurlu daha ayrıcalıklı, daha şatafatlı yaşıyorlar. Onlar değil neredeyse Türk Milleti azınlıkta gibi...? Bu gerçeği inkar edenin gözüne- dizine durur bu ülkenin ekmeği aşı...
Son sözümüz şu: Türk Milletinin güçlü olması demek insanlığın huzur bulması demektir. İnsanlık huzur bulmak huzur içinde yaşamak ve huzurlu ölmek istiyorsa Türk Milletine ve Türkiye devletine sahip çıkmak zorundadır. Huzur da refah da, mutluk da insanlık da bunu gerektirir.
Örnek mi istiyorsunuz içimizdeki azınlıklar: dinini, dilini, hayatini, malını ve namusunu koruyan bir devlet var o da Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletidir.
Tabi ki kendimize de sözümüz var: Bir olmak beraber olmak, kardeşçe kucaklaşmak zorundayız.
Hiç bir ayrımı kabul etmiyoruz, parti pırtı, mezhep meşrep ayrımını desteklemiyoruz; insan olmayı, kardeş olmayı hep birlikte kucaklaşmayı öğütlüyoruz. Dünya ancak böyle huzur bulur. İnsanlık, insan hakları, dünya mutluluğu istiyorsa bu ahlak ve erdem içinde yoğrulmak- karılmak zorundayız.
Bunun mekanı Türkiye teminatçısı da Türk Milletidir! Onun içindir ki; Türkiye güçlü olmalı, Türk Milletinin erdem ve ahlakı çağımıza hükmetmelidir. Unutmayınız ki hayat tek yönlü değil: iki yönlüdür; biri bu dünya diğeri de ahirettir. Huzur da iki yönlü olmak zorundadır.