Eşcinsellerle ilgili olarak 1990 yılından itibaren LGBT kısaltması kullanılmaya başlanmıştır. Bu topluluğun amacı eşcinsel haklarını tek çatı altında savunmaktır. Ayrıca toplumda eşcinsellere karşı olan aşağılayıcı düşünce ve tutumla mücadele etmektir. Öyle ki; LGTB hareketi eşcinsel hareketi ile özdeşleşmiştir. Toplumun ahlaken ayıpladığı ve hakir gördüğü bir konudur. Günümüzde ciddi bir artış gösteren ahlaki konudaki bu hassasiyetimizi iyi irdelememiz gerekiyor ? Gençlerin bilgilendirilmesi ve uyarılması da çok büyük önem arz ediyor !...
LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans): Lez- biyen, gey, biseksüel ve trans (travesti ve transseksüel); zaman zaman “cinsel azınlıklar” diye de anılan grup ve kimliklerin tümünü kapsayan terimdir. Cinsel Yönelim: Kişinin cinsel eylimlerinin hangi cinse yönlendiğini belirler. Ki insan fıtratına aykırı ve insani açıdan da asla tasvip edilmeyen bir davranıştır.
LGBT’ cilerin telifleriyle ilgili yasalardan bazıları: LGBT evlat edinme, göç hakkı, Cinsel yönelimler ve askerlik hizmeti, ayrımcılık karşıtlığı, bireylere karşı şiddet, nefret suçları, oğlancılık (sodomi) ve adil, eşit olmayan reşit olma yaşı gibi yasaların tanınmasını savunmaktadırlar.
Günümüzde resmî bir heteroseksist ayrımcılığın bulunmadığı 17 ülke vardır. Bunlar Arjantin, Belçika, Birleşik Krallık, Brezilya, Danimarka, Fransa, Kanada, İspanya, İsveç, İzlanda, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Güney Afrika, Uruguay ve Yeni Zelanda'dır.
İslama göre ise Kur'an'da eşcinsellik açıkça lanetlenmiş, Lut Kavmi işlediği bu tür günahlardan dolayı helak edilmiştir. İslam'da eşcinsellik ve eşcinsel ilişkiler günah- kerih ve haram olarak kabul edilmiş, yasaklanmıştır. İnsan onurunu rencide eden aşağılayıcı bir hareket olarak değerlendirilir. İnsanın yaratılışına da aykırı bir tutumdur.
İslam, cinsel hayatın, ancak evlenmeleri helal olan bir erkekle bir kadın arasında ve geçerli bir nikah akdine dayanan evlilik birlikteliği içinde söz konusu olabileceğini açık ve kesin bir dille bildirmiştir. Bu meşru daire dışında kalan cinsel ilişkiler ise İslam’da zina olarak kabül edil, kerih görülmüştür.
İslam, zinanın yanı sıra bütün çeşitleriyle eşcinselliği de açıkça yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim’de eşcinsel ilişkinin çok çirkin bir fiil olduğu ve Allah’ın koyduğu sınırları çiğnemek anlamına geldiği açık ve net bir şekilde ortaya konmuştur (Nisâ 4/ 15-16; A’raf, 7/80-84; Şuarâ 26/161-175). Kur’an’dan önce indirilen kutsal kitaplarda da aynı hükümler yer almış ve bu eylemlerin büyük bir günah olduğu belirtilmiştir
Zina ve eşcinselliğin yasaklanmasında bir diğer hikmet de insan neslinin meşru bir şekilde devamının sağlanmasıdır. Bizi yaratan, yaşatan Allah, insan neslinin devamının da ancak meşru ve fıtrata uygun birliktelik olan nikahla ve bununla oluşan aile kurumu içerisinde olabileceğine hükmetmiştir. Buna göre hukuki ve ahlaki bakımdan bireyi zarara uğratan bütün nikahsız ilişki türleri dinimizce yasaklanmıştır.
Frengi, klamidya, bel soğukluğu gibi bakteriyel enfeksiyonlar, Hepatit, HIV eşcinsel bireyler arasında daha sık görülmektedir. Bu yüzden bazı sağlık kuruluşları eşcinsel bireyleri riskli grup olarak nitelendirmektedir. Hülasa insanın fıtratına aykırı olan bu eylemler hem sağlık hem de dini açıdan men edilmiş ve yasaklanmıştır. Çocuklarımızın eğitiminde bu konuları ele alıp onları uyarmak ve bilgilendirmek oldukça büyük önem arz etmektedir. İnsanca, onurlu ve şereflice yaşamak varken nefsine yenik düşmek ve o mahcubiyetle yaşam ne acı ne üzüntü verici bir hadisedir ? Allah muhafaza etsin!..