“Böylece biz her peygambere, insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Onlardan kimi kimine, aldatmak için birtakım yaldızlı sözler fısıldayıp telkin ederler.” (En’am Sûresi, 112)...

Ebû Zer el-Gıfarî (ra) diyor ki: Rasûlullah’ın (asm) mescidde bulunduğu bir sırada mescide girdim ve varıp yanına oturdum. Hz. Peygamber (asm):

- “Ey Ebû Zer, cin ve insan şeytanlarının şerrinden Allah’a sığın!” buyurdu. Ben:

- “İnsan şeytanları da mı var?” dedim.

- “Evet” buyurdu. (Nesaî, İstiaze 48; Müsned, 5/178, 179)

Buradan da anlıyoruz ki, insan şeytanlar da vardır ve cinnî şeytanlardan daha tehlikelidir. Cinnî şeytanları kaçırmak için eûzü besmele çeker, ezan ve Kur’ân okuruz, onlar defolup giderler. Ama insî şeytanlar böyle değildir. Çünkü onlar da ezanı, Kur’ân’ı bilir ve yeri geldiğinde insanları kandırmak için bunları okuyabilirler. Dini de emellerine âlet ederek insanları ifsat etmeyi başarabilirler...

Yani asıl Savaşmamız gereken şeytan;
"İNSAN ŞEYTANLARDIR"
Diğer şeytanların vesveseden başka bir silahları yokken, insan şeytanlarda ise madden, manen her türlü zulmü, Ahlaksızlığı, Fesad'ı, Savaşları, çıkarmak ellerinden, dillerinden, maddi güçlerinde mevcuttur.
Şimdi çaresizmiyiz? Asla çünkü "Nice İman etmiş azlar, sayıca ve imkânca kat kat büyük ordulara Allah'ın yardımıyla üstün (Galip) gelmişlerdir".
Bize düşen Sıradı müstagıym üzere imanımızla çalışıp, Allah'a sırtımızı dayayarak mücadele etmektir.
SADAGALLAHÜLAZIYM.