Havalar geceleri serinlemeye başladı bile;” Üşüyoruz Kaloriferci kaloriferleri yak!” diyeceğimiz günler yakın gibi... Elbette yaz kışı, kış yazı, sonbahar ilkbaharı takip edecek hayat devam edecektir! Bu Rabbimizin koyduğu ilahi bir kuraldır, Allah hakkımızda hayırlısını versin!

Eskiden bizim bir geleneğimiz vardı. Sonbahar geldi mi müthiş bir kış hazırlıkları başlar, odun kömür depo edilir, top yekün kışa hazırlık dönemine geçilirdi. Son yıllarda bu hazırlık önemini kaybetti nedeni: Kışında meyve sebze her şey var alır yerizdi! Bu sene biraz zor gibi gözüküyor?

Kıtlık mı var diyeceksiniz! Hayır kıtlık yok ama enerji krizi ve hayat pahalılığı kıtlığı aratmayacak gibi. Bir çok Avrupa ülkesinde gıda sorununun yaşandığını duyuyoruz, okuyoruz. Bu giderek artacak. Tahvil, sebze, yakıt- odun kömür ve doğalgaz krizinin kapıda olduğu dillendiriliyor. İnşallah öyle olmaz diye dua edelim de bir yandan da tedbirimizi almaya çalışalım.

Nedir bu tedbir? Kış hazırlığını yapmak ve çetin kışa hazır olmak. Elimizden geldiği ölçüde bu hazırlıkları yapmalıyız. Hem de her yıldan daha fazla!... Belki de yapacağımız ikinci önemli konu her konuda tasarruf yapmak. Başta enerji olmak üzere gıda, ekmek, para ve yiyecek konularında tasarrufa önem vermek zorundayız. Tasarruf bu dönemin en önemli konusu olacaktır; olmalıdır.

Pahalılık bu kışda zirve yapacak gibi maalesef? Sürekli ilave edilen ücretler çözüm olmayacak türden. Çünkü haftalık hatta günlük zamlar vatandaşı canından bezdirmiş durumda! Kim haklı kim haksız tesbit edebilmek zor; herkes ben haklıyım: Ayakta kalmak için bu zamları yapmak mecburiyetindeyim diyor. Vatandaşın alım gücü de gittikçe zayıflıyor. Onun için deriz ki: tasarruf bu kışın en önemli konusu olacaktır.

Yazık ki köylü üretimden vazgeçti? Nedenini biliyorsunuz ürettiği malın para etmemesi, maliyetin de yüksek olmasıydı. Ama şimdi köylünün malı da para ediyor, kazancı da boşa gitmiyor artık. O zaman köylünün daha çok üretmesi için teşvik ve desteklerin devam etmesi lazım. Süt, yoğurt, tereyağı ve yumurta bizim çevre köylerimizin en çok pazarladığı ürünlerdi. Şimdi bunlar para ediyor öyleyse köylü üretime teşvik edilmeli ve desteklenmeli deriz. Mesela köy tavuğunu- yumurtasını bitirdik! Neden teşvik edip (hatta tavuk desteği yapıp) destek vermiyoruz şimdilerde?..

Doğal köy ürünlerinin önemini ve sağlık için değerini anlatmaya gerek yok sanırım. O zaman bize bir görev düşüyor köylüyü yeniden üretime yönlendirmek, destek ve teşvikleri artırmak. Buna ciddi mana da ihtiyacımız var, herkes aynı kanaatte... Hayat pahalılığı ve yokluktan kurtulmanın tek yolu üretimi artırmak, tarımsal ürünlere ağırlık vermek. Ayrıca tasarrufu hiç gündemimizden çıkarmamak.

Sözün özü bu: Üretim ve tasarruf! Bu kışı rahat geçirebilmek için de kışa hem hazırlık yapmak, hem de tasarrufa yönelmek zorunda olduğumuzu söylemeye gerek var mı bilemiyorum. Evet: “dağlar gibi kar geliyor, çetin kış geliyor!” Diye bazen bizim sebzeci arkadaşlar bağırıyor ya: Bu sene bu doğru gibi gözüküyor; geç kalmadan kış tedbirleri almalı ve bu kış tasarrufta öncü olmalıyız. Allah sonumuzu hayreylesin!.. Her zamankinden daha çok bugün birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var: Devlet- millet desteği şart, kardeş olmak şart, sırt sırta verip bu dönemi huzurla atlatmak şart diyoruz!...