Herkesin bildiği bir gerçek var dünya hayatı geçicidir. İnsan bu dünyaya görevini tamamlamak ve Allah’a kul olarak iyi bir yaşam sürmek, alnının akı ile de Yaratanına dönmekle mükelleftir. Bu gerçeği unutan hayatı beyhude yaşamış olur ki bu da insani bir hayat olmaz!..Allah’ın yarattığı insanlar kardeştir ve aynı soydan Hz. Ademin (as) soyundan gelmektedirler. Bu gerçeği inkar etmek beyhudedir.
İnsanlar arasında fikir, düşünce ve yorum ayrılıklarının olması normaldir. Ancak bu düşünce- duygu farklılığı o kişiyi diğer kişiler ve kardeşler arasında üstün kılmaz!
Bunu farklı düşüncelerle ifade etmeye kalkışırsak yanılgı içinde oluruz ki: Bunun adı da bölücülüktür.
Allahın kulları arasında ayrım, nefret, kin, çekişme olmaz. Çünkü dinimiz İslam kardeşliği, birlik ve beraberliği emreder. Bizi yaratan Allah’ın buyruğu da bu yöndedir. Ne yazık ki, İnsanlar arasında fırkalar, ayrımlar, bölünme ve parçalanmalar meydana getirilerek insanların kardeşliği zedelenmeye çalışılmaktadır. İşte bu Kardeşliğe yakışmayan bir davranış biçimidir.
Birbirlerini sevmeyen, birbirine kin- nefret besleyen gurup ve ekipler, siyasetçiler kardeşlik duygusunu yeniden gözden geçirsinler.. . Adına kardeş kavgası dediğimiz olayların kardeşlikle ilgisi olmadığını ve kardeşliğe yakışmadığını belirtmek isteriz. Hele hele aynı dine inananların ve aynı ülkeyi paylaşan gurupların kardeşliğe yakışmayan davranış ve tutumlarını asla tasvip etmiyoruz. Bu Türklüğe ve Müslümanlığa da yakışmaz.
"Ey insanlar! İyi biliniz ki, muhakkak Rabbiniz birdir ve babanızda birdir. Bakınız, iyi kulak veriniz! Ne Arabın Aceme, ne Acemin Araba, ne kırmızı adamın siyah adam üzerine, ne siyah adamın beyaz adam üzerine hiç bir surette fazilet (Üstünlük) iddia etmeye hakkı yoktur. Ancak fazilet takva ile olur.” Zira Allah indinde en mükemmeliniz, en şerefliniz,en fazla muttaki olanınızdır!.."(Peygamberimizin Veda Hutbesinden)
Allah korusun kendimiz ve gurubumuzla bir büyüklük, kibir, enaniyet, farklılık görmeye kalkışırsak, kavgaya ve nifaka girersek kardeşlerimize kurşun sıkmış; Yüce Allah’ın buyruğunu da hiçe saymış oluruz. işte o zamanda insanlığımızı- Müslümanlığımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekir.
Birlik, beraberlik, kardeşlik, sevgi ve muhabbet İslam'ın özüdür. Bize Cennet Anadolu da kardeşçe yaşamak yaraşır. Bu sevgiden uzak kalanları İslam'a ve kurtuluşa davet etmek kadar doğal bir düşüncemiz olamaz!..
“İçinizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki, onlar herkesi hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler ve kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar, işte felah bulucular onlardır." (Ali İmran Süresi-104)
"Ey insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Siz birbirinizle daha iyi tanışasınız diye büyük büyük cemiyetlere ve küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah indinde en şerefliniz takvaca, ahlakça en ileri olanınızdır. Hakikaten Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır." (Hucurat Suresi-13)
Peygamber Efendimiz buyuruyor: "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona yardım etmekten çekinmez, onu hakir görmez, ona hıyanet etmez!...(Eliyle kalbini işaret ederek üç defa) işte takva buradadır! Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor görmesi kafidir!. Bir Müslüman'ın diğer Müslüman üzerine kanı, ırzı ve malı haramdır!.." İşte İslamın da insanlığın ve kardeşliğin özü de Burdur!... Selam olsun gerçek mana da insan ve kardeş olabilmelere...
Yüce Yaratanın: "Kardeşlerinizi ıslah ediniz, aralarını bulup barıştırınız!..." emrine uyarak, bölücü değil, birleştirici, ayırıcı değil, bütünleştirici, nifak tohumları ekici değil, sevgi ve kardeşlik tohumlarını yeşerten insanlar olmak zorundayız.