“Kadın ve erkeğin meşru nikâhla bir yuva kurması, ailenin ilk adımıdır. Aynı ideal ve duyguyla, Allah’ın rızası doğrultusunda bir ömrü paylaşmak ise aile olmanın gereğidir.
“Eşleriniz sizin için bir elbisedir, siz de eşleriniz için birer elbisesiniz.” buyuran Rabbimiz, bizi birbirimize güven vermek, koruyup kollamak ve uyum içinde yaşamak için var etmiştir. Kadınıyla erkeğiyle her fert, ailesine sevgiyle, merhametle ve sadakatle bağlamalıdır. Her türlü günah ve haramdan, şiddet ve tehditten ailesini muhafaza etmeli, iffetli ve şerefini koruyarak onurlu bir aile hayatını devam ettirmeli.
Aileyi hedef alan tehditlerin arttığı, fıtrata aykırı tahribatın hızla yayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ailenin, özgürlükler önündeki engelmiş gibi gösterilmeye çalışıldığı bir ortamdayız. Sorumluluk almadan tek başına yaşamanın daha cazip olduğu fikrinin özendirildiği bir zamandayız. Oysa aile yuvasını kurmak, ilahi bir emir ve insan fıtratının gereğidir.
Bizler yalnız değil, aile içinde mutlu yaşayabilecek şekilde yaratıldık. Ailemizin huzurlu, aile bağlarımızın güçlü olmasını dilemek bizim hamurumuzda vardır. Bu yüzden bizim örneğimiz, Peygamber Efendimiz (s.a.s) bizi aile kurmaya ve ailemiz için iyilik yapmaya davet ederek şöyle buyurmaktadır: “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı davranandır. Ben de sizin ailesine karşı en hayırlı olanınızım.” Eşler birbirine Allah’ın emanetidir. Bu emanete ihanet etmek mümine yakışmaz.
Yüce Rabbimiz, kadın ve erkeği yeryüzünün en değerli varlıkları olarak yaratmış, farklı niteliklerle donatarak birbirine eş kılmıştır. Dünya hayatının yükünü birlikte taşıyalım, birbirimizde huzur bulalım diye bizlere aile olma şerefini bahşetmiştir.
Aile, insanın yalnızlığına kalkan olan, Allah’ın rahmetiyle korunan, neslin devamını sağlayan, güzide bir kurumdur. İnancımızın, şahsiyetimizin, yaşam tarzımızın şekillendiği en değerli çatıdır Aile; çocuklarla büyüyen, güzelleşen, gençlerle geleceğe kök salan bir çınardır.
Bizlere aile gibi paha biçilmez bir nimet veren Rabbimiz ise onu korumamızı şöyle emretmektedir: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.”
Gençlerimiz ailemizin göz bebeği, bizi güçlü kılan en büyük imkân ve zenginliğimizdir. Onların inançları, hayalleri ve fikirleri bizim âtîmizdir. Zihinleri berrak, duygu ve düşünceleri heyecan dolu olan gençlerimizi anlamak ve onlara rehberlik etmek bizim vazifemizdir. Zira gençlik dönemi tecrübesizlik ve merakla çeşitli tehlikelere maruz kalınan bir dönemdir.
Huzurlu ve bilinçli bir aile ortamında büyüyen, kendisine güvenilen ve maneviyatla desteklenen gençlerimiz, girdaplardan korunacaktır. Aileleri, evlenme çağına geldiklerinde onların da aile kurmalarına, geleceğe umutla bakmalarına vesile olacaktır. Neslin devamını ve yeryüzünün imarını; okuyan, araştıran, tefekkür eden gençlerimiz sağlayacaktır.
Rabbimizin biz kulları için bereket vesilesi kıldığı aile olmanın huzurunu hep birlikte yaşayalım. Fıtratı bozmaya yönelik tehlikelerden, Rabbimizin emirlerine ve güvenli limanımız olan ailemize sığınarak korunalım. Ailemizi kişisel çıkarlara, geçici zevklere ve sapkın ideolojilere kurban etmeyelim.
Evlilik kurumunun başarıyla yürütülmesi ve her iki tarafa da mutluluk ve huzur getirebilmesi için eşlerin birbirine karşı hoşgörülü, anlayışlı ve saygılı olması gerekir. Mutlu bir aile mutlu bir yuva demektir. Mutluluk da eşlerin anlayışında ve hoş görüsünde gizlidir. “ Günümüzde maalesef
mazlum coğrafyalarda aileler can çekişiyor. Biz huzurumuza şükredelim ve Gazze’de dağılan binlerce aile için dua etmeyi de unutmayalım.(Kaynak Diyanet Hutbeleri) Hayırlı Cumalar dileğimle ...