Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Yunanistan Eğitim, Din İşleri ve Spor Bakanlığı’nın 28 Aralık 2023’te yayımladığı “Yunanistan’da Dini Öneme Sahip Alanlarda Yaşanan Olaylar-2022” raporunda Batı Trakya Türk toplumu ile ilgili hususlara yanıt niteliğinde paralel bir rapor hazırlayarak ülkemizin yetkili makamlarına iletti.

ABTTF paralel raporunda, ikili ve uluslararası antlaşmalar uyarınca dini özerkliğe sahip Batı Trakya Türk toplumunun dini konularda yaşadığı sorunları ayrıntılarıyla aktardı, görüş ve taleplerini dile getirdi. Paralel raporunda Batı Trakya’daki camiler ve ibadet yerlerinin durumunun yanı sıra Rodos ve İstanköy’deki Türk toplumunun dini alandaki sorunlarını dile getiren ABTTF, ülkedeki Osmanlı döneminden miras tarihi, mimari ve kültürel eserlerin korunmasında yaşanan sorunlar ile dini açıdan kutsal mekanlara yapılan saldırıları not etti. 

Bakanlığın raporunun Batı Trakya Türk toplumu ile ilgili eksik, muğlak ve kimi zaman yanlış ifadeler içermesini eleştiren ABTTF, raporda Türk toplumunun dini alanda yaşadığı sorunlara değinilmediğini ve dini özerkliğinin yok sayıldığını kaydetti. 

Bakanlığın raporunda Batı Trakya Türk toplumunun dini alandaki statüsü ve haklarını belirleyen 1830 Protokolü, 1881 Antlaşması, 1913 Atina Antlaşması ile 1923 Lozan Barış Antlaşması’ndan yine hiç bahsedilmediğine  dikkat çeken ABTTF, 1991 yılında kabul edilen yasa ile Gümülcine, İskeçe ve Dimetoka’da müftülerin devlet tarafından atandığını, bugün cemaat kabul görmeyen tayinli müftüler ile cemaatin seçtiği müftüler olmak üzere ikili bir yapının olduğunu dile getirdi. ABTTF, bakanlığın raporunda ülkemizin Batı Trakya Türk toplumunun din özgürlüğünü ihlal etmesi nedeniyle mahkum edildiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ilgili kararlarından da hiç bahsedilmediğini not etti. 

4964/2022 sayı ve tarihli “Trakya’daki Müftülüklerin Modernleştirilmesi” başlıklı yasanın Batı Trakya Türk toplumunun tüm itirazlarına rağmen Yunan Meclisi’nde kabul edildiğini belirten ABTTF, yasa ile Türk toplumuna ait müftülüklerin tümüyle Eğitim, Din İşleri ve Spor Bakanlığı’na bağlanarak özerk yapılarının tasfiye edilmeye çalışıldığının altını çizdi.  

 Tayinli müftülerin himayesi altında Batı Trakya’daki ilk ve orta dereceli devlet okulları ile camilerde Türk toplumuma mensup çocuklara İslam’ı Yunanca dilinde öğretmek üzere 240 Müslüman din hocasının atanmasını öngören ve Türk toplumunun ilk günden beri karşı çıktığı 4115/2013 sayı ve tarihli yasayı eleştiren ABTTF, hükümet tarafından olumlu olarak lanse edilen bu uygulamanın Türk toplumunun dini özerkliğine çok açık bir müdahale olduğunu, din üzerinde devlet kontrolüne izin verdiğini kaydetti.  

Eğitim, Din İşleri ve Spor Bakanlığı’nın Batı Trakya’daki eski camilerin tamir ve tadilat ile yeni camilerin yapımı taleplerinin hepsini karşıladığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirten ABTTF, bugün Batı Trakya’da yeni cami inşaatının bulunmadığını, inşaat izni için onay bekleyen başvuruların olduğunu, yangında hasar gören Dimetoka Çelebi Sultan Mehmet Camisinin restorasyonunda ilerleme sağlanamadığını dile getirdi.   

ABTTF, Rodos’taki müftülük makamının 1974’ten beri kapalı olduğunu, Batı Trakya’da olduğu üzere Rodos ve İstanköy’deki Türk toplumuna ait vakıfların yönetimlerinin atama yoluyla belirlendiğini kaydederek, adalarda Osmanlı döneminden miras cami ve diğer tarihi mimari eserlerin restorasyon ve muhafazasında ciddi sorunlar yaşandığını ifade etti. 

 Dini açıdan kutsal alanlara yapılan saldırılarla ilgili olarak ABTTF, 15 ve 16 Mart 2022’de İskeçe’nin Horozlu köyündeki Osmanlı döneminden kalma Müslüman Türk mezarlığının üzerine futbol ve basketbol sahaları, çocuk parkı ve sosyal tesis yapılmak istenmesi dolayısıyla Bulustra (Avdira) Belediye’sine ait iş makineleri tarafından tahrip edildiğini belirterek, mezarlığın hala ihya edilmemesini eleştirdi. 

ABTTF paralel raporunda, Batı Trakya Türk toplumunun eğitim ve dini özerkliğinin iade edilmesini, seçtiği müftülerin hükümet tarafından tanınmasını ve ülkemizdeki Osmanlı’dan miras tarihi camilerin aslına uygun restore edilmesini ve bulundukları bölgelerdeki Türk ve Müslüman nüfusun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ibadete açılmasını talep etti. 

Konuyla ilgili olarak ABTTF Başkanı Halit Habip Oğlu, “Eğitim, Din İşleri ve Spor Bakanlığı’nın bu yılki raporunun hazırlık aşamasında toplumumuzu ilgilendiren konularda ne yazık ki yine toplumumuza danışılmamış, tek taraflı ve ayrımcı bir yaklaşım ile resmi devlet tezi tekrar edilmiştir. Toplumumuzun dini özerkliğini tümüyle ortadan kaldırmayı amaçlayan ‘Trakya’daki Müftülüklerin Modernleştirilmesi’ ve ‘240 İmam’ yasaları olumlu adımlar olarak göstermesini kesin bir dille reddediyoruz. Ülkemizdeki diğer tanınmış dinlere ait cemaatlerin yapısına ve iç işleyişine müdahale edilmezken hükümetin her fırsatta toplumumuzun dini özerklik ve özgürlüğünü hedef alan müdahaleleri kabule edilemez. Ülkemizin yetkili makamlarına sunduğumuz bu paralel raporumuzla hükümetten, toplumumuzu ilgilendiren konu ve sorunlarda ‘toplumumuz için, toplumumuza rağmen’ anlayışı ile değil ‘toplumumuz için, toplumumuz ile birlikte’ anlayışı ile hareket ederek  samimiyete dayalı gerçek bir azınlık politikası uygulamasını talep ediyoruz.” açıklamasında bulundu.