Artık çok daha iyi anlamaya başladım, bir şekilde bu milleti cemaatlere, partilere, sınıflara, kimliklere bölmeye çalışanlar, aslında sürekli devletle hesaplaşan bir yapıyı diri tutmaya çalıştılar.
Özünde vatan, millet, bayrak ve değer yargıları sevgisi bulunan insanlar, farklılarında zenginliği değil zamanla bir hesaplaşmanın parçası olmanın zararını gördüler.
Kızıl Elma denilen o muhteşem ideali henüz 9 yaşlarında tanımış olan bir kardeşinizim.
Boyumdan, hayallerimden, yaşadığım çevreden, hatta ülkemin sınırlarından daha büyük bir ideale o küçük ellerle sarılamayacağımı çok iyi biliyordum.
O küçük ellere sığdıramadığım ideallerime yüreğimle sahip olmak, yüreğimle yürümek ve yaşamak zorunda olduğumu anladım.
Ve bugün geldiğimiz dünyada henüz anlamını çözmeye çalıştığımız bir Kızıl Elma var bu milletin önünde.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Kızıl Elması, milletinin özgürlüğü oldu!
Cumhuriyeti ilan ederken öyle bir sistemin temellerini attı ki, 101’inci yılında imrenmeyen, kıskanmayan, gıpta ile bakmayan hangi dünya ülkesi var?
Etrafımız ateş çemberi.
ABD ve Batı ülkeleri uzaktan savaşı keşfetmenin ardından Orta Doğu’da, sınırlarımızın az ötesinde sürekli kan, göz yaşı ve acı hakim oldu.
Artık Müslüman kimliği de bir bütün olmak adına bir anlam ifade etmiyor!
Sözde Müslüman ülkelerin çıkar ilişkileri Orta Doğu’da yanan ateşin sıcaklığı ve acısını hissetmelerini engelliyor.
Gözler görmüyor,
Kulaklar duymuyor,
En önemlisi masum insanlar acımasızca katledilirken vicdanlar oralı olmuyor!
Vicdanların sustuğu bir dünyada hangi dil konuşur!
Bugün Yozgat’ta ve Türkiye’nin tüm illerinde, ilçeleri, beldeleri, köylerinde Cumhuriyet Bayramı heyecanını her zamankinden daha coşkulu kutlandı.
Cumhuriyet Meydanı’nda adeta insan seli oluştu.
Normalde milli bayramlara çok az katılım olurdu. O günün tatil olması insanların daha çok evde vakit geçirmelerine olanak sağladığından kimse kolay kolay etkinliklere katılmazdı.
Bu durum duyarsızlığımızdan mı, elbette ki hayır!
Geldiğimiz noktada bu kez Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çok farklı bir coşkuya ev sahipliği yaptı!
Dünyanın içinde bulunduğu durum insanımıza Cumhuriyet’in aslında ne büyük bir kazanım, ne büyük bir zenginlik ve paha biçilmez bir servet olduğunu da gösterdi!
Yozgat’taki coşku bu farkındalığın çok açık bir göstergesi oldu.
Sınırlarımızın az ötesinde yanan acı ateşini ülkemize de sıçratmak, basit, karanlık ve beyhude planları ile Türkiye’yi Orta Doğu’nun kaderine mahkum etmek isteyenlere en güzel yanıt Yozgat’tan geldi!
Türkiye’yi çadır devleti olarak görenlere mesaj olsun!
Türkiye’yi görmezden gelenlere,
Ülkesini her türlü nimetlerinden istifade ettiği halde değersizleştirenlere de mesaj olsun!
Ülkesi olmayanın şöhreti, serveti, makamı olur mu?
Nerede Irak, nerede Suriye, nerede Lübnan, nerede Ukrayna, nerede o ihtişamlı liderler ve o liderlerin yıkılışına nara atan ihanet toplumu?
Nerede kurtarıcıları Amerika, nerede Batı denilen haçlı güruhu!
Bir Kızıl Elmamız var, Türkiye’den büyük,
Bir Kızıl Elmamız var, avuçlarımıza sığmaz.
Siz de bugün çocuklarınızın avuçları ile dokunup, kalpleri ile hissedeceği bir Kızıl Elma verin.
Yaşasın Cumhuriyet,
Yaşasın Türk Milleti!
Kahrolsun hainler!