Belçika Türk İslam Federasyonu başkanlarımızdan, şair, yazar ilahiyatçı Çihat Zorlu başkanla, Mevlüde Genç annemizin ebedi aleme geçtiğimiz yol göçmesi üzerine, 1. Yılı münasebetiyle görüştük, rahmetler dileyip fatihalar okuduk. Çok da üzüldük. Bu bir ilâhi emir, vakti saatimiz gelince hepimiz bu tadı alacağız. Rabbimize kavuşacağız. Yeterki geride hoş bir seda bırakalım, Hayırla,dua ile yad edilenlerden olalım.
Solingen’de ırkçı katillerin kundakladığı evde ailesinden 5 kurban veren bilge kadın Mevlüde Genç anne geçtiğimiz yıl Ekim ayında Hakk’ın rahmetine kavuşmuştu. Mevlüde Genç belki de bir insanın hayatı boyunca yaşayabileceği en büyük acılardan birini yaşadı. İki evlatlarını, iki torununu bir de yeğenini ırkçı bir saldırıda kaybetti. Gencecik canları toprağa verdi. Fakat Mevlüde teyzemiz bu elim hadise yaşandıktan sonra vakur davranışı ve bilgeliğiyle bizlere bir şey öğretti, bir ders verdi, affetme erdemini hatırlattı.
"Yaratılanı severiz yaratandan ötürü"
Yaratılanı severiz yaratandan ötürü düsturunu kendi hayatında yaşayarak bizlere gösterdi.
Cihat başkanım Mevlüde Genc annemizi nasıl bilirdin, nasıl tanırdın? diye sordum. Cihat Zorlu başkan feva dolu bilge birisi olarak bize Avrupa Türklerinin cileli, fedakar anadolu sevgisiyle yetişmiş şefkatli yüreği ile bütün Türklerin ve Almanların gönüllerinde taht kurmuş Mevlüde anayı anlatmaya başladı, ama gözleri yaşardı, yutkunarak içini çekti duygulu hislerle anlatmaya başladı;
"Mevlüde Genç, her şeyden önce Müslüman bir kadın, tüm tavırlarından, konuşmalarından, hareketlerinden, yüzündeki ifadeden, bakışlarından, ne kadar iffetli ve vakarlı bir kimse olduğunu her vesile ortaya koymuştur. İffetli bir kadının doğal bir asaleti, insani bir heybeti ve güvenilir bir kişiliği vardır. Mümin kadının belirleyici bir diğer özelliği ise Allah (cc)'ın Kur'an'da emrettiği üzere giyiminde tesettür ölçülerine dikkat etmesidir. Mevlüde ana hayatı boyunca bütün bu özellikleri kendinde toplayıp sergilemiş bir anadır.
Almanya'da İkinci Dünya Savaşı sonrası en büyük ırkçı saldırılardan biri olarak kabul edilen Solingen faciasından sonra Osmanlı Türk kadınına yaraşır bir biçimde metanetli çok dirayetli bir tavır sergiledi. Acıların en büyüğünü yaşayan Mevlüde (Genç) annemiz yaşanan facia karşısında itidalli mesajlar verdi.
örnek bir tavır sergileyerek kin ve şiddet söylemleri yerine ömrünün son anına kadar hep sevgi ve saygıdan bahsetmiştir. Bu kesinlikle bir erdemliktir bir büyüklüktür. Bunu herkes yapamaz. sürekli topluma barış ve sevgi mesajları verdi.
Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı verilmişti.
Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı ve Uluslararası Cesaret Ödülü gibi ödüllere sahip olan Mevlüde Genç Ödül Töreni’nde, “Acı benim acım, ölene kadar devam edecek. Ancak iyi olalım, birbirimize sevgi, saygı gösterelim, birbirimizi incitmeyelim. Yerli yabancı demeyelim, adeta "gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz" dercesine, biz bu ülkenin Almanya'nın birer parçasıyız” demişti.
Mevlüde genç tam bir anadolu kadını tam bir Türk anasıydı. Kendisiyle yapılan bir söyleşide, "Çocuklarım alevler arasında can verdi, Türk, Alman herkes acımı paylaştı. Hepsi sağolsun. Beş canımı verdim, kimseye kin gütmedim... Allah bana dağlar kadar sabır verdi. Herkesi evlat olarak gördüm" demişti. Bu özelliğinden dolayı Türk ve Alman toplumu tarafından, 'Bilge kadın Mevlüde Anne' olarak benimsenip, takdir edildi. Bu vakur duruşlu Türk kadınını Gerek Avrupa Türkleri gerekse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları örnek bir kadın örnek bir ana olarak hatırlayacaktır. Mevlüde anaya cenabı Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum mekânı cennet makamı ali komşuluğu Resulullah'a olsun inşallah". Amin, amin ecmain. Aziz hocam. Yüce rabbim hiç bir kuluna bu tür açıları göstermesin.