Günümüz insanı gittikçe yalnızlaşıyor ve birlikte yaşama ahlakından uzaklaşıyor. Toplumların başarılı olması için el ve gönül birlikteliği şarttır. Bu birlikteliği sağlayanlar hayatta başarı olmuşlar, bu birliktelikten uzaklaşanlar ise başarısız kalmışlardır. Çünkü birlikte yaşamak ve birlikte çalışmak bize Allah’ın emridir. Her geçen gün biz bu birliktelikten uzaklaşıyor sadece kendini düşünen bencil bir toplum haline geliyoruz.

İnsan olmak; diğer insanların dertleriyle dertlenmeyi gerektirir. Kalkınma ve başarı da böyledir. Toplumda var olan adaletsizliği, haksızlığı, açlığı, yoksulluğu ve cehaleti ortadan kaldırabilmek için birlikte hareket etmeye mecburuz. Kalkınmayı, devleti savunmayı ve gelişmeyi de birlikte başarmaya mecburuz. Onun için deriz ki: “Birlikte Rahmet ayrılıkta azap vardır!”

Vatanını ve ülkesini seven, sevdiğini söyleyen insanların birlikte olmaları; her hangi bir yanlışa ve adaletsiz tutuma karşı birlikte hareket etmeleri, başarıyı bu birlikte sağlamaları gerekmez mi? Dinimiz ve onun önderi olan Sevgili Peygamberimiz de bize bunu emretmiyor mu? Onun hayatı bu birlikteliğin en güzel örneği değil mi?

"Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir. Bir azaya bir sıkıntı isabet ederse tüm vücut o acıyı duyar" (Buhari) duymalıdır. Çünkü biz tek başına yaşamıyor birlikte yaşıyoruz ve bir birimizden de sorumluyuz. “ Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisinde ifade edildiği gibi...

Müslümanların birlikte iş yapmaları İslami bir zorunluluktur. Yüce Allah
Kur'anı Kerim’inde birlikte hareket etmemizi emrediyor. “...Sizin bu ümmetiniz tek bir ümmetttir. Ben de sizin Rabbinizim, benden korkun." Ve: “Topyekûn Allah'ın ipine sarılın ayrılmayın, Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırdı. O'nun nimetiyle kardeşler oldunuz. Siz ateşten bir çukurun kenarında idiniz, sizi ondan Allah kurtardı..."

Dünyamıza baktığımızda birlikte çalışanların başarılı ve kalkınmış, bencil davrananların ise geri kalmış ülkeler arasında yer aldığını görüyoruz. Bu başarı birlikte çalışmanın ürünüdür. Yüce dinimiz de zaten bize birlikte iş yapmayı birlikte hareket etmeyi emrediyor.

Ülkemizin ve çağımızın içinde bulunduğu durum bizi ortak iş yapmaya zorluyor. Çağımız bize şunu öğretiyor ki: tek başına kimse başarılı bir iş yapamaz ve tek başına hayatını idame ettiremez. Herkes bir bakıma diğer insanlara muhtaçtır. Ortak iş yapabilenler daima başarılı olmuşlardır.

Bu noktada şunu ifade etmek gerekiyor. Toplumda bencilliği, fitne ve fesadı yayanlar, insanları birbirine düşürenler ve aramıza ayrılık tohumunu ekenler bizden değil, bu aziz ve onurlu milletin düşmanlarıdır. Birlik, beraberlik ve kardeşlik Türk’ün şiarıdır!.. Fitne- fesat ise Şeytanın ve onun avanelerinin topluma sokmaya çalıştığı bir tuzaktır. Gerçek vatanseverler bu tuzağa düşmezler.

Eğer biz birbirimize tahammül etmezsek, birbirimizin kahrını çekmezsek, daha başarısız, beceriksiz ve adaletsiz insanların ve çevrelerin kahrını çekmek zorunda kalırız. Gücümüz kuvvetimiz dağılır, Birliğimiz, kardeşliğimiz gider, zalimin ve zulmün pençesine düşeriz... Müslümanlar kardeştir. Kardeşçe davranmak ve kardeşçe iş yapmak- yaşamak zorundadır.