Katliamlar, cinayetler, tutuklamalar ve masum insanların katledilmesiyle devam eden bir vahşete- barbarlığa tanıklık ediyoruz. Yaşananlar Savaştan öte toplu bir soy kıyım söz konusu. İnsani hiç bir düşünce/ tavır yok; sadece öldürmeye, katliama yönelik bir vahşet var. İşin acı yönü de kendini medeni kabul eden Avrupa ülkeleri, bu vahşeti sadece seyrediyor. Hayvanlara bile reva görülmeyecek bir zulmün örneği sergileniyor. Duyarlı insanlar tepki gösteriyor olsa da devletlerin başında bulunan güdümlü piyonlar susmayı tercih ediyorlar. Hatta küstahça bu zalimlere destekçi olduklarını ifade ediyorlar.
İsrail Yahudi Ajansı tarafından Roş Aşana´da yayınlanan rakamlara göre, dünya Yahudi nüfusu 15,7 milyon civarında. Dünyadaki Müslüman nüfusunun ise 2 milyarı aşmış durumda. Tabiri caizse Müslümanların tükrüğü ile boğacağı bir Azgın kavim Müslüman katliamı yapmaya devam ediyor. Bu durum son derece vahim ve endişe verici bir konudur. Üstelik hem İsrail yetkilileri hem de ABD yetkilileri bu savaşın bir din savaşı olduğunu söylüyorlar.
Yahudilerin Filistin’e ve Ortadoğu’ya saldırıyor olmalarının bir nedeni var: Kendilerini dünyanın efendisi sayan bu soysuz millet; BOP Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bu bölgeyi ele geçirip Nil’den Fırat’a kadar olan toprakların sahibi olduklarını iddia ediyorlar. Kendilerini de soylu seçilmiş millet olarak ifade ediyorlar. Yahudiler efendi diğer insanları köle kabul eden bir rezil zihniyetle karşı karşıyayız. İşin bir başka yönü de Peygamberlerine asi olup onları öldürmeye çalışmış olan vahşi bir millettir bunlar. Tarihin sayfaları bunların vahşeti ve fitnesiyle doludur.
Peygamber Efendimiz dönemi de dahil olmak üzere Müslümanlar vahşete bulaşmamış, düşmanına bile acımış merhamet etmiş, tüm dinlere saygı duymuş insanlardır. Bırakın masumları; hayvanları canlıları ve bitkileri dahi korumuş canlılara asla zarar vermişlerdir. Tüm dinlere karşı da saygılı olmuşlardır. Dinlerini yaşamaları için de mabetlerine dokunmamışlardır. Ama şu an yapılan tam anlamıyla bir vahşet ve barbarlıktır. 7 Ekim’den bu yana yapılan zulüm tüm dünya insanı tarafından protesto edilmiş, edilmeye de devam etmektedir.
Peki bu vahşet daha ne kadar devam edecek?Üçüncü bir dünya savaşından söz ediliyor. İsrail Ortadoğu’da bulunan tüm devletleri tehdit ediyor. ABD şartsız kayıtsız bu zalimlere destek veriyor. Silah, para ve mali güç desteğinde bulunuyor. Çünkü Amerika’yı da Yahudiler yönetiyor. Silah ve Ekonomik güce de sahip olan Siyonist güçler Pervasızca hareket edip Ortadoğu’daki tüm ülkeleri vurmakla tehdit ediyorlar.
Görünen o ki Ortadoğu da Türkiye den başka bu zalimlere dur diyecek hiç bir devlet yok gibi... Arap ülkeleri suskun Müslüman ülkeler sessiz, Kominist blok seyirci Avrupa ülkeleri ise İsrail’in arkasında duruyor. Asıl hedefin Türkiye olduğunu açık açık söyleyenler de var. Çünkü İsrail’e hatta ABD ye kafa tutacak tek bir millet var o da Türk Milletidir.
Bu savaş (vahşet) durmak zorunda! Bitmezse ne olur? Kıyamet Savaşları başlar. Çünkü insanlığın elinde dünyayı batıracak tüm canlıları yok edecek kadar silah ve nükleer güç var. Bu silahlar devreye sokulacak olursa yer yüzünde hiç bir canlı sağ kalmaz. Yahudi ve Siyonistletin da arzuladığı olay insanlık neslinin azaltılarak yok edilmesidir. Bunu da zaten açık açık ifade ediyorlar. Silahları üreten onlar, ekonomiyi yönlendiren onlar, ülkeleri idare eden onlar; savaşı, fitne ve fesadı çıkaran onlar, ahlaksızlığı yayanlar, ülkeleri sömürenler de yine onlar...
Dünyanın gidişatı Kıyamete doğrudur dersek yanlış bir şey ifade
etmiş olmayız. Ancak bunun zamanını sadece Yüce Allah biliyor. Bilimde şunu ifade ediyor ki bu dünyanın bir sonu var; insanoğlu bu sona doğru yaklaşıyor!.. Bilim adamları da bu gerçeği açık açık dile getiriyorlar.
Sözü uzattık galiba: Peki bu ortamda bize düşen görev nedir. Ülkeleri, duyarlı insanları uyarmak. Dünya liderlerini bu konu da ikna edip savaşın durmasını ve barışın sağlanmasını temin etmek. Dürüst, şahsiyetli, onurlu insanlara düşen mazlumların yanında- tarafında yer almak. Ortadoğu’nu yangına çevirecek ateş tüm dünyayı saracaktır. Şu an yangına körükle gitmek üzerine benzin dökmek gibidir. Diplomasi devreye girmeli AB, NATO, BM ve Kominist blok sesini çıkarıp barışı tesis etmeliyiz. Bu vahşi savaş sonlandırılmalıdır. İstisnasız tüm devletleri de içine alacak bir Kıyamet Savaşı demek insanlığın sonu demektir. Şunu da söyleyelim ki herkesin bir hesabı varsa bu dünyayı yaratan ve yaşatan Yüce Allah’ın da bir hesabı vardır; O hesap tüm hesapların üstündedir. Ama son sözümüz şudur: İbrahim (as) ‘a su taşıyan karınca(Serçe) misali tarafımız belli olmalı mazlumun garibin yanında durmalıyız. Bu duruş yangına körükle (ateşle ) gitmek değil suyla gidip bu ateşi söndürmektir. O da diplomatik görüşmelerle sağlanacak bir durumdur.