Çanakkale Savaşı, I.Dünya Savaşı sırasında 1914- 1916 yıllarında Gelibolu yarımadasında Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf devletleri Çanakkale Boğazını ve İstanbul’u ele geçirmeyi amaçlamışlardır. Türk Milletinin büyük mücadelesi sonucunda İtilaf devletleri 18 Mart 1915 ‘te bozguna uğramışlardır. İşte bu zorlu savaş olan Çanakkale Savaşı Türk Tarihinde destan olarak nitelendirilmektedir.
Peki bu savaş kimlerle kazanılmıştı? Erkek, kadın , genç, yaşlı, çocuk… Bu mücadele de, gücü en ufak bir şeye yetiyor bile olsa, o kişi o şeyin ucundan tutuyor ve kaldırıyordu. Savaş yokluk, yoksunluk, acı, kan, gözyaşı, ayrılık yani ölüm anlamına geliyordu. Ve halkın savaşmamak gibi bir lüksü yoktu. Vatan aşkı hiçbir aşka benzemiyordu. Düşman kapıda ve içeri girmek istiyordu. Ölmek vardı ama dönmek yoktu. Bu mücadele başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde şehit ve gazilerimizi ve isimleri çok dillendirilmese de kadınlarımızın inançlı ve zorlu mücadeleleri sonrasında kazanılmış bir zaferdi. Bu zafer öyle bir zaferdi ki vatanın kurtuluşu anlamına gelmekteydi. Bu zaferi kazanmayı sağlayan ise umut , inanç, birlikten gelen güçtü.
Ve görünmeyen, arkadan gelen ama bilinen kadın gücü…
Çanakkale savaşında kadınlar daha çok geride, hastaların bakımında, erzak tedariğinde yer alıyorlardı. Cepheye mermi taşıyan, sökük diken, ekmek yapan, babaları savaştan dönemeyen yetim kalan çocukları büyüten anneler nineler idiler. Önce babalarını sonra eşlerini sonra da evlatlarını şehit veren kadınlar en sonunda da savaşmaya kendileri gidiyordu. Ama bunların dışında istisna olan ve cephede savaşan kadınlar vardı. Nezahat Onbaşı, Mücahide Hatice Hanım, Zeynep Mido Çavuş, Hemşire Erica, Wanda Zembrazuska ve romanlara konu olan Safiye Hüseyin Ellbi gibi…
NEZAHAT ONBAŞI: Annesi öldüğü için babası Albay Hafız Halit Bey ile yaşayan ve sekiz yaşından beri cephelerle tanışan Nezahat’in rütbesini aldığı savaş Gediz Cephesindeki bir çatışmadır. Babası Halit Beyin kumandasındaki 70. Alay zor anlar yaşamaktadır ve içlerinde cepheden kaçmak isteyenlerde vardır. Nezahat onbaşı atıyla 600 kişilik alayın önünü keser ve kahraman kadın “ Ben babamın yanında ölmeye gidiyorum. Sizler nereye gidiyorsunuz ? diyerek askerlerin cephede kalmalarını ve savaşın kazanılmasını sağlar. Nezahat hanım bu nedenle onbaşı rütbesini de alır.
HATİCE HANIM: Türkiye’yi cephe cephe dolaşan Hatice hanım kahraman bir Türk kadınıdır. Ama tanınmamak ve savaşın dışında kalmamak için erkek kılığına girmiş kendisini de Ahmet diye tanıtmıştı. Tarihte Mücahide kadınlar arasında yer alır. Bir çok muharebede askerlerimizle birlikte savaşmış güçlü ve cesur bir kadındır.
ZEYNEP MİDO ÇAVUŞ: Kosava dan tek başına gelip gönüllü olarak Çanakkale Savaşında bulunan ve savaşan kahraman bir Türk kadınıdır.
HEMŞİRE ERİCA : Doktor Ragıp beyin eşi olan Alman asıllı bir hemşiredir. Erica Çanakkale Savaşının en şiddetli anında köylü kadınlar arasında birlikteliği sağlamış ve orduya kıyafet, yorgan, yastık ve çadır diktirip cepheye ulaştırmıştır.
WANDA ZEMBRAZUSKA : 24 yaşında bir gazetecidir. İlk haberini 2 Eylül 1915’te gazetesine ulaştırır. Cephe de korkmadan muhabirlik yapar ve savaşır.
HEMŞİRE SAFİYE HÜSEYİN ELBİ : Safiye Hüseyin Çanakkale de gönüllü bir hemşire olarak hizmet veren kahraman bir Türk kadınıdır. Büyük bir vapurla her türlü riski göze alarak Çanakkale ye giden ve orada yaralanan askerleri alıp gelmek gibi bir vazifeyi üstlenen korkusuz bir kadındır. Hikayesi romanlara konu olmuştur.
Çanakkale de ya da diğer savaşlarda savaşan kadınlarımız sadece bunlardan ibaret değildir. Kara Fatmalar, Nene Hatunlar bunlardan sadece bir kaçıdır. Ve anlatılacak çok kadın hikayesi vardır. Ben sadece birkaç örnek vermek ve onları saygı ve minnetle anmak istedim. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehit ve gazi olan erkek ve kadınlarımızı vermiş oldukları milli mücadele için saygı ve minnetle anıyorum.
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ !!!