Yozgat’ın efsanevi kültüründe yeri olan “Cehrilik ve Cehrilik Laleleri” maalesef her geçen gün tahrip ediliyor ve sökülüp götürülmek suretiyle yok ediliyor. Her yıl mayıs ayının ikinci haftasında açmaya başlayan ve kısa sürede bölgenin simgesi haline gelen Cehrilik Laleleri kendine has özelliği ile dikkat çekiyor ve bazı art niyetli kişiler tarafından sökülerek başka bölgelere götürülüyor.

Kendine has özel ve doğal lalelerden olan Cehrilik Lalesi- dağ lalesi olarak bölgemiz için çok önem arz ediyor. Cehrilik Lalelerinin efsanesini sanırım bilmeyeniniz yoktur.

İsterseniz bir kez daha hatırlatalım bu efsaneyi. Yozgat turizmi ile özdeşleşen yerlerden birisidir Cehrilik laleleri ve Gelin Kayası. Cehrilik laleleri eşine ender rastlanan doğal dağ lalelerinden olup ilkbaharla birlikte (Eğrice döneminde, Mayıs ayının ortalarında) açıyor. Kısa bir süre içinde nazlı nazlı süzülüp dökülürken Gelin Kayası efsanesini fısıldıyor kulaklarımıza…

Rivayete göre: Yozgat yöresinde köyümüzün birinde güzeller güzeli bir kız yaşarmış. Bu kıza genç bir delikanlımız âşık olmuş. Aşkları çevrede duyulur hale gelmiş; ama her iyinin bir de kötü taliplisi  olurmuş. Kötü kalpli denilecek bu kişi de kıza musallat olmuş, hatta kızı zorla almaya kalkışmış. Buna, kız ve ailesi karşı çıkmış. Eşkiya görünümlü kötü kalpli adam bu kızı gerekirse silah zoruyla alabileceğini sağda solda anlatmaya ve  kızın ailesini tehdit etmeye başlamış. 

Kızın ailesi elini tez tutup âşıkların evlenmesi için düğün hazırlığı başlatmış. Düğün sonrası oğlan başka bir yerde ikamet etmek üzere düğün alayını yola çıkarmış. Bunu duyan kötü niyetli kişi çevresini  toplayıp düğün alayının peşine düşmüş ve bugünkü Cehrilik mevkii denilen yerde önlerini  kesmişler. Zorbalıkla gelini almak, gelin sağmenlerini öldürmek istemişler.
Düğün alayının erkekleri öldürülmüş, gelin ve damat yakalanmak üzereyken, işte o acılı anda kız ellerini kaldırıp Allah’a dua etmiş: “Allah’ım bizi bu eşkıyalara teslim etme: “Ya taş et kurtulalım, ya  da kuş et ellerinden uçup gidelim kurtulalım!” diye dua edince;  darda kalanın duasını Mevla yetişirmiş; Kız kalan ekibiyle, develeriyle birlikte taş olmuş; gözlerinden akan yaşlar Cehrilik’e dökülmüş, kırmızı-sarı lalelere dönüşmüş. Güvey  de beyaz bir güvercin olup göklere doğru uçup gitmiş.

Bu güvercinler efsaneye göre her yıl mayıs ayında Cehrilik denilen bölgeye gelir gelini ziyaret edermiş. Yozgat’ın avcıları da bölgede bu güvercinlere asla kurşun atmazlarmış!..

Gelin Kayası’nın efsanesi anlatıla anlatıla günümüze kadar gelmiş. Hüzünlü hikâyesi sevdalı yürekleri dağlarmış. Gökte uçan güvercinler damadı, bölgedeki kayalar da gelin ve gelin alayını canlandırmaktaymış!.. Efsanenin özeti bu…

Şimdi gelelim asıl konuya dedik ki: “Cehrilik ve Gelin Kayası “ koruma altına alınmalı; Bölge kamulaştırılmalı ve Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmeli. Yozgat Belediyesinin de koruması altında çevrede tedbir alınmalı. Bölgeye zarar verilmesi, tahrip edilmesi ve lalelerin sökülüp götürülmesi engellenmeli.
Hatta bölgeleye daha fazla lale tohumları ekilerek lale bahçeleri oluşturulmalı...

Bu laleleri birileri bilerek koparıp yok ediyor. Bunu bilerek yapıyor ve Cehrilik Bölgesine bilinçli  olarak zarar veriyorlar.
Lalelerin açtığı dönemde bölgeye gelip laleleri kökünden söken kendi bahçelerine taşıyan art niyetli insanların burayı tahrip etmesine seyirci kalınmamalıdır.

Çevrenin kamulaştırılması, tel örgü içine alınması ve mayıs ayı içerisinde burada bir görevli bekçi bulundurulması çok da zor değildir. İlk önce bölge kamulaştırılmalı koruma altına alınmalı. Lalerin koparılması sökülmesi engellenmeli ve lale bahçeleri oluşturulmalıdır.

Birilerinin buraya zarar vermesine neden seyirci kalıyoruz? Çünkü özel mülk burası... Gelin Kayası ve Cehriliğe son yaptığımız gezide gördük ki; gerçekten de bilinçsizce bölge tahrip ediliyor,  Gelin Kayasını sembolize eden kaya kırılmış, laleler sökülmüş ve çevre zarar görmüş durumdadır.

Diyeceksinizi ki: Aman ne önemi var? “Gelin Kaysının ve Cehrilik Lalelerinin!” Efsane de olsa burası Yozgat kültürünün bir parçasıdır, mutlaka koruma altına alınmalı, kamulaştırılmalı ve bölgede lale bahçeleri oluşturulmalıdır. Çünkü bu laleler çevremize özgü doğal lalelerdir. Acıklı da bir efsanesi vardır...