Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul etmesinin ardından iki yıl sonra, 1950’de aldığı kararla 10 Aralık’ı Dünya İnsan Hakları Günü ilan etti. Dünya genelinde 10 Aralık, her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

Temel insan haklarının küresel çapta korunmasında bir dönüm noktası olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 75. yılının kutlandığı bu yılki Dünya İnsan Hakları Günü’nün teması “Özgürlük, Eşitlik ve Herkes İçin Adalet”. 2023 teması çerçevesinde tüm dünyada çeşitli etkinlik ve kampanyalarla kutlanacak Dünya İnsan Hakları Günü’nde özellikle gençler arasında insan haklarının evrenselliği ve bölünmezliği konusundaki bilginin artırılması ve insanların hakları için mücadele etme ve sorumluluk alma konusunda güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

BM yaptığı açıklamada, 75 yıldır İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin temel amacının toplumlara eşitliği, temel özgürlükleri ve adaleti aşılamak olduğunun altını çizerek, Beyanname’nin tüm insanların haklarını koruduğunu, uluslararası, ulusal ve yerel yasa ve politikalar için küresel bir plan olduğunu ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin temelini oluşturduğunu kaydetti. 

BM Genel Sekreteri António Guterres de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin gerilimlerin çözülmesine ve dünyamızın arzuladığı güvenlik ve istikrarın yaratılmasına yardımcı olabilecek ortak değerlere ve yaklaşımlara giden yolu gösterdiğine dikkat çekti.


Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, “10 Aralık İnsan Hakları Günü” münasebetiyle yayımladıkları mesajında,


Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 72’nci yıl dönümünde, vatandaşlarımla beraber tüm insanlığın 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü tebrik ediyorum.


72 yıl önce daha adil, daha özgür, daha insan odaklı bir dünya idealiyle kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, uluslararası topluma sorumluluklarını hatırlatan önemli bir belge olma özelliğini halen koruyor.


Yönetim sistemini “insanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesi üzerine inşa eden bir ülke olarak, hayata geçirdiğimiz reformlarla vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini kısıtlayan pek çok engeli ortadan kaldırdık.


Demokrasimizi güçlendirerek, hukukun işleyişini hızlandırarak, hak arama yollarını genişleterek ülkemizi hak ve özgürlükler alanında 18 yıl öncesine göre çok daha ileri bir noktaya taşıdık.


Milletimizin talep ve beklentileri doğrultusunda, ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar çerçevesinde reform irademizi kararlılıkla sürdürüyoruz.


Günümüzde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne en büyük tehdidi, kültürel ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı oluşturuyor.


Batı toplumlarında Kovid-19 salgınıyla beraber başta inanç ve ibadet hürriyeti olmak üzere beyanname ile güvence altına alınan vazgeçilemez hakların kullanımına yönelik engellerin arttığını görüyoruz.


Milyarlarca Müslümanın yaşam hakkından adil yargılanma hakkına kadar temel özgürlüklerinin ayaklar altına alındığı, ifade hürriyeti kisvesi altında mukaddes değerlerin aşağılandığı, nefret dilinin medya organları ve devlet başkanı seviyesinde teşvik edildiği vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.


Üyesi olduğumuz tüm uluslararası platformlarda bu tehditleri dile getiriyor, ırk, din, dil ayrımı gözetilmeden İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin tam manasıyla uygulanması için mücadele veriyoruz.


Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Günü’nün bu yılki temasının “DAHA İYİ İYİLEŞ–İNSAN HAKLARINA SAHİP ÇIK” olarak belirlenmesini, bu bakımdan son derece isabetli buluyoruz.


Kovid-19 salgını sonrası yeniden şekillenecek dünyada tüm politikaların insan hakları ekseninde yapılandırılması ve yaşanan adaletsizlikleri giderecek etkin mekanizmaların geliştirilmesi gerekiyor.


Türkiye, tarihinden ve medeniyet değerlerinden aldığı ilhamla temel özgürlüklerin korunması için mücadele etmeye ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile bundan 72 yıl önce güvence altına alınan haklarına hala kavuşamamış milyonlarca insana umut ışığı olmaya devam edecektir.


Bu düşüncelerle, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü bir kez daha tebrik ediyor, gelecek günlerin tüm dünyaya sağlık, barış, refah ve huzur getirmesini diliyorum.


Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, “ABTTF olarak tüm insanların Dünya İnsan Hakları Günü’nü içtenlikle kutluyoruz. BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 75. Yılında demokrasinin beşiği olmakla övünen, Avrupa Birliği’nin eski üyelerinden ülkemiz Yunanistan, yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan Batı Trakya Türklerinin varlığını, kimliğini inkar ediyor. Ülkemiz, aleyhindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına rağmen derneklerimizin tüzel kişiliğini iade etmiyor, resmi kayıt taleplerini ısrarla reddediyor. Toplumumuzun haklarını tamamen barışçıl ve hukuka uygun olarak savunan temsilcilerimiz siyaset ve ana akım medyada hedef gösteriliyor. Özerk statüdeki ilkokullarımız kapatılıyor, ülkemizde anaokulu öğretimi zorunlu olmasına rağmen Batı Trakya’da çift dilli Türk azınlık anaokulu kurulmasına yönelik taleplerimizi yetkili makamlar sürekli görmezden geliiyor. Ülkemiz ve anavatanımız arasındaki ikili ilişkilerde son dönemde oluşan pozitif gündemin toplumumuzun sorunlarının çözümüne de yansımasını ümit ediyor, ülkemizden ikili ve uluslararası antlaşmalardan doğan haklarımıza saygı göstermesini istiyoruz. Azınlık hakları insan haklarıdır!” açıklamasında bulundu.