Tiyatromuzun mimarı Muhsin Ertuğrul ustamızın dediği gibi,“fırın açmayan ülkede insanlar aç kalır, ölür ama tiyatro açmayan bir ülkede insanlar ruhen aç kalır, birbirini öldürür.”

Tarih boyunca insanlığın ortak sesi olan tiyatro, bütün yönleriyle görkemli bir anıt ve meşale gibi hep ayakta kalmıştır.Tiyatro, sanat ve eğitim alanında bir okuldur, yediden yetmişe herkes orada okur.

Tiyatro, gönülleri, akılları, ruhları ve bedenleri yıkar, arıtır, durular, kurular ve insanları hayata bağlar. Hayattan alır hayata , insandan alır insana ve toplumdan alır topluma verir. Halkın yaşam felsefesi , sesi, nefesi, heyecanı ve umut kaynağıdır.

Dünya Tiyatro Günü 1961'de Uluslararası Tiyatrolar Birliği (International Theatre Institute) tarafından kuruldu.Her yıl 27 Mart günü ITI merkezleri ve dünya çapında tiyatro grupları tarafından kutlanmaktadır. Pek çok ulusal ve uluslararası etkinlik kutlamalarda yer almaktadır

Tiyatrodaki söz yağmuru gönülleri, akılları, ruhları ve bedenleri yıkar, arıtır, durular, kurular ve insanları hayata bağlar. Hayattan alır hayata verir, insandan alır insana verir, toplumdan alır topluma verir. Halkın gözü, kulağı, sesi, nefesi, heyecanı ve umut kaynağıdır tiyatrolar.

Her yıl tiyatro ve tiyatroyla ortak çalışan diğer sanat disiplinlerinden gelen üstün başarılı bir sanatçı bu gün için bir konuşma yapmaya davet edilmektedir. Uluslararası Bildirge olarak görülen bu konuşmanın metni 20’den fazla dile çevrilmekte, pek çok gazetede yayınlanmakta ve dünya üzerindeki pek çok tiyatro grubunun oyunundan önce okunmaktadır. Pek çok televizyon ,radyo kanalı ve basın aracılığı ile bu bildirgeyi beş kıtanın her köşesindeki dinleyicilere ulaştırmaktadır.

Dünya Tiyatro Günü tiyatro dünyasındaki insanlar için sahne sanatlarının insanları bir araya getirici gücünü kutlamak, seyirciyle daha iyi bir iletişim kurmak ve insanlar arasındaki anlayış ve barışı arttırmak için bir fırsat olarak görülmektedir. Dünya Tiyatro Günü’nde yapılan etkinlikler, uluslararası işlevlerinin yanı sıra ulusal ve bölgesel tiyatro gruplarının bir araya gelmesinde de rol oynamaktadır. Tiyatrolar hayatın aynasıdır…Geçmişten geleceğe uzanır.

"Bugün, “Dünya Tiyatro Günü”… Bugün, sahnede olma günü…Umut ve güvenle hayata bağlanma günü.

Sanatçılar heyecanla, tutkuyla, özveriyle, özgün olarak sahnelere kan verirler ve sahnelerde can verirler. Sahneler hayat, hayatlar sahne olur ses verir ve ders verirler. Sanatçılar sahnede hem öğretmen, hem öğrencidirler. Halkla bütünleşirler.Korunmalı, geliştirilmeli ve desteklenmelidirler. Tiyatro, dinlemeyi, düşünmeyi, davranışlarda saygılı olmayı, öfkeye esir olmamayı, sevgi ve hoşgörünün insanı mutlu edeceğini, görmeyi, bakmayı, söz sanatının yüceliğini, onur ve erdemin insanlar için değişmez gerçekler olduğunu ve daha nice insani değeri öğretir, yerleştirir, geliştirir. Haksızlığı eleştirir, adaleti yüceltir. Sosyal ve kültürel yaşama umut, heyecan ve verim katar. İnsanların bakış açılarını geliştirir. Destanları, ağıtları, şarkıları, türküleri, masalları ve halk hikâyelerini yaşatır. Davranış güzelliğine, çevre bilincine, dünyaya ve doğaya bakış açısına açılar katar.

“ Dünya Tiyatrolar Günü” kutlu olsun .Tiyatrolar, insanlığın ve tarihin belleği ve hafızasıdır. Bu hafıza toplumu besler ve geliştirir. Yaşasın hayat ve yaşasın insanlığı bilgiden bilince ulaştıran ve insanlığı yaşama bağlayan tiyatrolar…