Sayın Milli Eğitim Bakanımız, yıllarını Milli Eğitim camiasına verdi. Milli Eğitimdeki her soruna hakim. Ben kendisini bir yazımda da ifade ettim, atandığı günden itibaren eğitim adına bir “Umut” olarak görenlerdenim. Her ne kadar “Özel Eğitim- Öğretim” kurumları ve orada çalışan fedakar öğretmenlerimiz hakkında gereksiz çıkışlar yapsa da bu camianın bir parçası olarak bu umudum devam ediyor.

Sırf dershaneleri kapatmak amacıyla her kata tek dersten özel sınavlara hazırlık kursu açılabilir, saçmalığı çok şükür son buldu. Artık özel öğretim kursları, 2 kat olursa bütün dersleri üniversiteye hazırlıkta verebilecek. Sayın Bakanım, aynı kurumlar 6,7,8. sınıfları da LGS’ye hazırlıyor, bunu biliyorsunuz. Her zaman ifade ettiğim gibi halk talep ettikten sonra yasa ile yasaklama ile talebin ve bu talebe cevap vermenin önüne geçebiliyor musunuz? Geçemiyorsunuz. Sizden yasal olarak bu sınıflara da “Özel Öğretim Kursları’nın kurs açmasına izin vermenizi bekliyoruz. Arkadaşlarımızı diken üstünde tutmayın. Ne zaman denetleneceğiz, korkusu ile yaşatmayın. Kaldırın engeli, güzel bir şekilde denetleyin, rehberlik edin. Kaliteyi yükseltin.

Kişisel Gelişim Kurslarının, Özel Öğretim Kurslarına getirilen kısıtlamaları aşmak için ortaya çıktığı aşikar. Özel Öğretim Kursları ne yapabiliyorsa “Kişisel Gelişim Kursları” da talep sınavlara hazırlıksa sınavlara hazırlasın, talep etütse etüt yapsın. Zaten bu kurumlar bunu gayr-i resmi olarak yapıyor. O kadar risk alıp özel öğretime yatırım yapan, insanları, o sektörde çalışan eğitim çalışanlarını tedirgin etmek devletimize yakışır mı? Devletimiz “babalığı”nı yapsın artık. 15 Temmuz’da yapılan hainliğin bedelini yıllarca FETÖ’nün karşısında cesaretle mücadele etmiş  eğitim aşıklarına hala ödetmeyin. Herkesin bildiğini yasal zemine oturtmak hem devletimizin hem milletimizin yararına...

Liselerde Devamsızlık, Açıköğretime Geçiş Ve Sınıfta Kalma

Yöneticilerin ve öğretmenlerin hepsinin isyanı nihayet duyuldu. Şunu savunduk eğitim okulda olur, eğitim aynı zamanda karşılıklı etkileşim, eğitim örnek alma.  Uzaktan öğretim olur, hatta gelişen teknolojiyi öğretimde kullanmak çok güzel de olur. Ama Eğitim uzaktan olmaz, olamaz. Sınıfta kalmak demek, eğitim ve öğretimin hedefine ulaşamaması eksiklik var demek. Eğer biz sınıfta bırakamazsak, eksiklikler tamamlamadan öğrencimizi bir üst aşamaya geçiriyoruz. Temel sağlam olmadan bina yapılır mı o binaya kat çıkılır mı? Sınıfta kalmayı kaldırmak, öğrencimize yani geleceğimize yani bu millete yapılan en büyük kötülüklerden biridir. Hem devamsızlık yapmanın önüne geçeceksiniz, hem açıköğretime geçişi zorunlu haller dışında engelleyeceksiniz hem de sınıfta kalmayı geri getireceksiniz, bu adımlar önemli ve yerinde hamleler.  Bir  Bakana olması gerekeni yaptı diye teşekkür edilir mi? Zaten işi bu demek gerekir ama ülkemizde görevini yapmak artık iltifata ve teşekküre tabii. Gereğini yapmamak normalken işini yapan şaşırtıyor. Eğitimcilerin sesini duyduğunnuz için teşekkürler Sayın Bakanım, olması gerekeni yaptığınız için teşekkürler Sayın Bakanım. Bizce gördüğümüz yanlışı olumsuz eleştiririz ama doğruya da doğru deriz , Efendim. Doğruda Eğitimciler sonuna kadar yanınızda Sayın Bakanım.

Sınıflarda Telefon Kullanımı

Teknoloji gençlerimize, doğru kullanıldığı zaman büyük bir nimet ama yanlış kullanıldığı zaman büyük bir zillet. Akıllı telefonlar artık istesek de istemesek de lüks değil ihtiyaç. Akıllı telefonlar hem bilgiye ulaşmanın hem de haberleşmenin vazgeçilmezi. Akıllı telefonların sağlıksız kullanımı tedavi edilmesi gereken bir “bağımlılık”, hastalık.

Milli Eğitim Bakanlığının telefonları okullara almama kararı, gecikmiş ve son derece isabetli bir karar. Bu kararın uygulanması, öğrenci velisinin, okul idarecilerinin ve derse giren öğretmenin kararlılığına bağlı. Bir eğitimci olarak direk yasaktan yana değilim. Günümüz gençliğine yasaklamak, yasak olana meraklandırmak demek. Telefon bağımlılığının zararları hakkında çocuklarımızın tabandan itibaren eğitilmesi ile içselleşme sağlanmalı.    

Yazdıklarımız ,uygulama ne getirecek bunu hep beraber göreceğiz, tespit edilen ve çözüm için adım atılan konular. Eğitimin pedagojik formasyondan, öğretmen yetiştirmeye, öğretmenin maddi-manevi itibarına; idareci yetiştirmekten, müfredata, rehberlik hizmetlerine kadar bir çok sorunu var mı var.

Umut fakirin ekmeği, ben umutluyum ve bu umudumu kaybettiğim gün çok büyük ihtimal ne yazarım, ne de bu camianın bir parçası olurum.

Kalın sağlıcakla ...