Türkiye'de finansal krizler ya da ekonomik krizler makro ekonomik yapının bozulmasıyla ortaya çıkan buhran dönemleridir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrası yaşanan başlıca krizler; 1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2008-2012 ve 2018-2023 krizleridir.
Türkiye'nin çok uzun bir süredir yüksek enflasyon sorunu var. Yüksek enflasyonun varlığı faizlerin yüksek oranda seyretmesine yol açıyor. Enflasyon sorunu döneme bağlı olarak farklı nedenlerden kaynaklanarak çözümsüz biçimde ekonominin en üst noktasında duruyor.
Türkiye ekonomisinin birinci çeyrekte yüzde 3.9 büyümesi, 2023'ün tamamında ise yüzde 2.8 büyümesi bekleniyor. Reuters'ın 15 kurumla yaptığı ankete göre 2023 yılı ilk çeyrek için büyüme beklentileri %1.2 ila %5.5 bandında yer alıyor.
Salgın, deprem, enflasyon ve tedarik krizi gibi birçok nedenler Türkiye ekonomisini de etkisi altına aldı. En fazla etki eden şoklar, hem küresel hem de ulusal bazda devam ediyor. Pandemi küresel bir kriz olarak 2020’den itibaren farklı şok dalgaları halinde etkisini sürdürüyor. İstihdamı korumak ve toplu iflasları önlemek için alınan global önlemler, 2021’de küresel enflasyonun yükselmesine neden oldu.
2022’de başlayan Ukrayna Savaşı ise enflasyonist baskıyı daha şiddetli hale getirdi. Gelişmiş ülkeleri enerji, tedarik ve üretim üzerinden etkileyen enflasyonist baskı gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeleri gıda fiyatları üzerinden etkiledi. Asrın felaketi olan deprem hadisesi ve 2023’seçimleri de bu işin tuzu biberi oldu !..
Afrika, Latin Amerika ve Güney Asya’da pek çok ülke gıda, enerji ve tedarik krizini derinden hissetti. Salgın 120 milyondan fazla kişinin yoksulluk seviyesinin altına düşmesine ve 200 milyon kişinin istihdam dışına çıkmasına neden oldu.
Türkiye de mevcut küresel krizler silsilesinden etkilenen ülkeler arasında yer aldı. 2021’in son aylarında açıklanan Türkiye Ekonomi Modeliyle global krizlere farklı bir yaklaşım getiren Türkiye üretim, istihdam ve ihracat merkezli patikayı tercih etti. Ancak enflasyonist baskının devam ettiği 2022 boyunca fiyat istikrarı ülkenin en önemli gündem maddesi oldu.
IMF'nin 2021 yılı için paylaştığı verilere göre Türkiye'nin dünya sıralamasında 19. sırada yer aldığı görülmektedir. IMF'nin 2022 yılı için paylaştığı verilere göre Türkiye'nin dünya sıralamasında 19. sırada yer aldığı görülmektedir.
Türkiye bu krizi nasıl atlatabilir ?
Mutlaka ciddi tedbir alınacak ve ekonomik gelişme seyri yakalanacaktır. Ancak bu kolay olmayacak çok ciddi tedbirler şart; bu ihracatın geliştirilmesi ve üretimin artırılmasına bağlı. Milli kaynakları iyi değerlendirir tasarruf tedbirleri uygulanır israf ve lüzumsuz harcamalar önlenirse gelişme neden olmasın diyoruz ?
Ancak bu tasarruf tedbirleri top yekün olmalı ve milli bir seferberliğe dönüştürülmelidir.